Yüregimi derinden etkileyen Canakkale hikayelerimizden birisidir.. Haftalar önce yazmama ragmen bir türlü paylasamiyordum. Bu gün okudum bir yazi Bahar arkadasimizin Türk destanlarina iliskin yazisi sanirim beni galeyana getirdi ve nihayetinde paylasma cesareti ve karari aldim sizlerle.. Paylasmami engelleyen sey meger cesaretmis.. Biraz uzun kaptirmis kalemim ruhum mazinin büyüleyen esintisine yazdikca yazmisim affiniza siginiyorum...
Saygilarimla...
Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
zamani şartları içinde yaşananlara dönüp bakmak ve olanlara onlara saygı duymamak bir insnın yapabileceği bir şey değil yaşasın özgürlük yaşasın vatan birliktir her vatanı ayakta tutan saygılarımla hüseyin .
Savaş bitti hayrabollu Hüseyinin, Babasıda şahadet şerbeti içti. Sehit oğlu.. Gazi oldu çocuk erimiz.. Neferi onurumuz şerefimiz.. 1975´e dek Hayraboluda yasadi Vatan erimiz Bayrak bekçimiz Memleket habibimiz Rahat uyu Gazi saka Hüseyin Rahat uyu izindeyiz...
Ne güzel hediyeler birakmissiniz Sevgili Yaren kalemler memnuniyetimi ancak, ve ancak sanirim cehremi su an görse idiniz anlardiniz... Ekrem bey simdi inceledim cok duygulandim sitenizdeki icerikten tesekkürler efendim..
Ben bu güzel eseri yeni gördüm. İŞiirleştiren yüreğe tebriklerimi gönderiyorum. Hilelerle Çanakkale isimli kitabımda teferruatı yazılıdır. İşte link veriyorum.
Seyit Onbaşı, 1889 yılının Eylül ayında Havran İlçesi Çamlık (Manastır) köyünde dünyaya geldi. Babasının adı Abdurrahman, annesinin ki Emine idi.
Seyit, 1909 yılının Nisan ayı başlarında askere alındı. 1912'de Balkan Savaşları'na katıldı. Savaş bitiğinde terhis edilmedi ve topçu eri olarak Çanakkale Cephesi'nde görev aldı. Çanakkale Savaşları'nda gösterdiği kahramanlıkla adını Türk tarihine yazdırdı. 18 Mart Deniz Savaşı sırasında, Rumeli Mecidiye Tabyası'nda ayakta kalabilen tek top vardı onun da mermi kaldıran vinci bozulmuştu. Seyit Onbaşı büyük bir güçle 215 Okkalık mermiyi üç kez kaldırarak namlunun ucuna sürmüş ve bu kahramanlığı ile Ocean gemisi büyük bir yara almıştı. Seyit Onbaşı 1918 sonbaharında köyüne döndü. sanatı olan ormancılık ve kömürcülüğe devam etti.
1934 tarihinde yürürlüğe konan soyadı yasasıyla "Çabuk" soyadını aldı. 1939 yılında akciğerlerindeki rahatsızlık nedeniyle vefat etti.
Bu günlere bu isimsiz kahramanlar sayesinde ulaştık.VATAN SAĞOLSUN.
HER İKİ ÂSİL YÜREĞİ HÜRMETLE SELÂMLIYORUM. RABBİM ŞEHÎD VE GAZİLERİMİZE YAZDIĞI SEVAPLAR KADAR, SİZ YÜREĞİ GÜZEL İKİ İNSANA DA YAZSIN İNŞAALLAH. SONSUZ HÜRMETLERİMLE.
duygu yüklü bir şiirdi şavaş yıllarında yaşananlar yapılan fedakarlıklar canlandı gözümde bir an yaşı küçük kahramanlıkları büyük ecdadımızı bir kere daha hatırlattığınız için bizlere siz şiir dostu değerli şairi yürekten kutluyorum iyi ki yazma cesarrtinizi kazanıp bizlerle paylaşmışsınız bu güzel ve anlamlı dizeleri teşekkür ve saygılar
“İkinci Anafartalar taarruzundan sonra, Türk birlikleri Anafarta Ovası’na ve tepelere yerleşmişti 35. Piyade Alayı 2.Bölük erlerinden Hayrabolu’lu Hüseyin alayın su ihtiyacını gidermekle görevli idi sabahın alaca karanlığında katırı ile yola çıktı.Bigalı Köyüne gidip, kuyulardan tahta, damacanalara su doldurup geriye dönüşünü akşamın karanlığına denk getirmeye çalışırdı. Katır önde, bizim Saka Hüseyin arkada ama, yola çıkmadan evvel katırının kulağına eğilir, her defasında söylediği sözleri tekrarlardı: “Haydi, Büyük Anafarta Köyünün üstünden 35. Piyade alayının bulunduğu siperlere” katır gide-gele bu yollara alışmıştır. Fakat yolda, Hüseyi’nin çenesi durur mu? Savaş var imiş! Yığınla yaralı taşırlar imiş, umurunda mı? O bir türkü tutturmuş gidiyordu: “Pınar baştan bulanır İner dağı dolanır Al başımdan sevdayı Buna can mı dayanır.
Rinna, rinna yarim Rinna, rinna.” Saka Hüseyin damacanlarına suyu doldurarak “deh” deyip akşam karanlığında yola koyulur.Siperlerde 2. Bölük su bekliyor.Yaralılar daha da çok su bekliyorlar.Birden bire, yanı başında iki karaltı beliriyor.Gavurca haykırıyorlar! “Dur! kımıldama!” Hayrabolulu Hüseyin’in yapacak hiç birşeyi yok akıl almaz, gene de eşi görülmemiş büyük bir zeka kıvraklığı ile; düşman erlerine gevrek gevrek gülümsemeye başlar ve eliyle, koluyla katırının sırtında sallanan su damacanalarını gösterir, “Kumandan, kumandan?…” diye geveleniyor ve büyük bir saygı ile anzak kumandanını selamlayarak “Emret gavur kumandan!” der.Derhal bir tercüman bulunur. Saka Hüseyin anlatmaya devam eder. “Bu su damacanalarını kendi kumandanım gönderdi. Sizin yaralılarınıza hediyemizdir.Düşmanımız susamıştır, susuz kalmasınlar dedi Mülazım Efendi!” ve arkasından ilave etti.Bu sudan verinde bir bardak ben içeyim der!” Anzak Teğmeni kıpkırmızı kesilir… Gözleri dolar.İlk iş Hüseyin’i kucaklayıp iki yanağından öpmek.İkinci iş, Hüseyin’i tartaklayan devriyeleri bir güzel fırçalamak, üçüncü iş, Hüseyin’i siperin dibine oturtup soluklandırmak, o ” comed bell” kutularından, Oxo et suyu özündeni sarma tütünden, cigara kağıtlarından, Topler çikolata paketlerinden bol bol yağdırmak…Bu aldıkları hediyeleri katırın sırtına vurur, kurnaz bir tilki gibi, siperden sipere zıplayıp kapağı ikinci bölük hattına atınca, bu sefer gözleri fal taşı gibi açılma sırası Mehmetçik’ tedir.”
Değerli yürek dostu bu güzel şiirini yüreğimle kutluyorum.Bu yazıyı şiirine uygun buldum.teşekkürlerim duyarlı yüreğine.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.