2
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1060
Okunma

Kuralı çiğneyen
farklı bir zamandan kalma
ve biteceği belli olmayan sonralara
teslim olmak acı veriyor.
kaderin askılıklarında
üzerime giyeceğim hangi ümitlerin
yardımına ihtıyacım var
ve hangi acıların dolabını karıştırıp
korku ve pişmanlıkların
doruğunda dolaşacağım ;
Allah’ın merhametine sığınıp.
kazanmaya çalışırken
yakalandığım çıkmazların
hüsranında boğulmuş bir yüzün
bedeniyle nasıl öğrenirim ki sevmeyi,
bütün katılığıyla karşımda duran
bu soğuk yaşamın yatağından,
sıcak hayallerin şefkatine uzanacak
o güzel duygulardan mahrumum artık.
ümitlerime ne denli uzak düştüğümün düşüncesiyle
neresinden tutunacağım dediğim
bir hayata aslında
hiç yakışmıyorum.
çekip gitmenin hissine
kaptırdığım aklın
sonuna vardım dediği
o karanlık girdaba
devrilip gitmemse
sanki bir an meselesi,
içimde ki bu boşluklar büyüdükçe.
şu sayısız zaman savurganlığımdan sıyrılıp,
kaygıyla izlediğim
köklü değişimlerin
sokağında barınmış olan ruhu mu,
ikna edecek vazgeçişlere
o kadar çok ihtiyacım var ki şu an ;
inanın
sevinçli bekleyişlerin
kenarında oturmuş
mahcup ve kırgın bakan
zavallı bir yolcu gibiyim
kabahatlerin masrafından
öfkeyi tasarruf etmiş.
Fikrim de ve zihnimde ikamet eden
mevcut şüphelerle
hayatın arkasından isyan edip,
benim gibi bakan
kaç acılı insan var biliyor musunuz ?
tatlı bir zamana ulaşmanın
zor olduğunu kabullenmiş.
ısmarlama zamanlarla sözleşmiş
boş vaatlere dudak titreten,
küçük, mutlu rahatlık havasına alışmak
bütün her şeyi kabul görmek midir ?
öyle çaresiz.
anladım ve biliyorum ;
zamanın evlat edindiği
bu devinimli hayat
sabrımın gücünü tahrik eden
kötü kaderi fısıldıyor kulağıma,
hatırlanması gözlerime
ve ruhuma yasaklanmış yaşam
kendini benden kısıtladıysa
ben bütün gerçekliğinden
koparılmış bir ömre mi talip mişim ?
iyi ve güzel günlere
hicret edemeden...