4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1146
Okunma

Bir zaman gelir elbet
Davet beklemez
Habersiz çalar kapıyı
Unutulmuş bir dost misali
Anlama konduramaz
Oysa vakit çoktan vuku bulmuştur
Akıl gelmiştir artık başa
Yazık olur geçen zamana
Bundan sonrası yoktur
Yetmez vakitler
Saatler saliseler günler
Küser zaman verilecek telaşa
Ağlar kader
Dökülür önüne
Artık ne varsa eder
Dalar gözler dönüşsüz ufuklara
Beniz ağarır
Soluk durgunlaşır
Kan çöker
Ve can küser hücrelere
İşte o an
Ölüme zaman
Vurur yüze bir ayna
Gülün boyunu vurulur
Bir ses susar
Uzaklaşır tende kavrulan can
Beden azattır artık
Kiminde yürek dağlar
Umuru duymaz Kiminin
Mekan aynı mekan
Can başka can
Ne uçan kuşlar vardır
Nede bulutlar geçer gökyüzünde
Yalnızlaşır doğanın kucağında
Sahipsiz kimsesiz
Yerini alır
Bekler süresiz zamanı
Toprak bin kat
Gök ulaşılmaz
Kabulsüz mekan
Beden yalnız
Bir ses vurur yüreğe
Ağlaşır şah damarı
Oysa ne çürük bedenler vardır
Toprağın yüzünde
Ne çürük yürekler
Korkak hain riyakar
Düşünür canlar
Bir öğle vakti
Düşünür
Ne gözlerde fer vardır
Nede ömürden seda
Solur toprak
Bedenin nemini
Bir akşam üstü
Ahkam kesemez gayri dili
Tövbeye döner
Vurur leh tahtası anlına
Canı tenden savurur
Öyle bir gündür işte o gün
Bencilliği düşer önüne
Açılır kitabı
Savrulur ömrü her yana
Can küser ses vermez
Veremez
İspatın halidir gözünden düşen
Damla damla çoğalır ağrılar
Kanı sorar tene halini
Yüreği ikrar verir sükunete
Zaman yaşanır an be an
Mekanın adı yok