0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1805
Okunma

Biri beyaz, biri siyah; iki iplik
Sarılı verdi bir çilelik yumakta
Mümkün değil sensiz yalnızlıklar bile
Kollar gökyüzünün apak boynun da
Elleri okşarken dul bir acı
Oturmalı gün batımlarına karşı, çay ve rüzgâr içmeli
Göğüslerden damlamalı sevginin mis kokulu teri
Kurtulmalı öyle çirkin yalnızlıklardan
Akıl unutulmuş, yürekler sevmiş gibi
Bilir mi uzaklar geçildiğini ellere dokunulmasa
Düş yolcusu gezgin gibi yüreğin kıyısına vurulsa
Yıldızlar şarkılara susarken
Bakalım nasıl şeymiş yaşamak
Siz de uyanın hele uykulu güvercinler
Kimselere ödünç verme sevincini
İnce bir yağmur olur gün doğumlarında belki
Zaman örer acısını ağların
Unutulmamalı sevdaların şarkısı
Binlerce yıldız yağar bir gülümsemende
Titresin bir bestenin uykusuz gecesinde
Kalemim de vurulmuş boyunları kara sevdalıların
Mahmurlara boyanmış bir akşamın nefesinde
Yetim bir kuş çırpınır durur tamburun kafesinde
Bir gül düşer özleminden boşluğa
Kalır kendi halinde ve sesinde
Çoğaltıp sevgiyi gökyüzü kadar
Oturup bölüşmeli yalnızlığı ve sevdayı
Gözlerin de tarlalar henüz uçsuz bucaksız
Mümbit görülürken nadastaki tarla
Yüreklere artık sevgi tohumları ekilmeli
Avuç avuç, bakılmalı, büyütülmeli
Doyasıya paylaşılmalı
Öyle değil mi?
Acı ve sıkıntıyla
Eziyet ve kötülüklerle berabere kalınmaz
Ya yenilecek ya da yeneceksin
Onlarcası yenildi. Pes ettiler... Gittiler!
Kimse de tutmadı ellerinden
Ama sen! Sen yenmelisin mutlaka
Hem o kadar farklı ve o kadar güçlüsün ki
Ne istersen var tutacak ellerinden
5.0
100% (1)