0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1161
Okunma
üşenmedim sordum düşündüm durdum
yârdan daha âlâ cennet yok imiş
geçtim köprülerden yönümü kurdum
yârsız gezenlere cihet yok imiş
dosta selâm verdim dost sitem etti
kırdı kanadımı bir yetim etti
derdimi demeyi nâmahrem etti
mahremin körüne zahmet yok imiş
cefâyı çekende vefâyı yordum
lâl olmuş lisânı onlarda gördüm
daha anlamadan künhüne erdim
bu başa konacak devlet yok imiş
dinsizde imanı imanda kalbi
bildim kimin ortak olduğu sulbü
kan kusan dürtünün yalanmış celbi
gözyaşından evlâ nispet yok imiş
hesaba katılmaz kadar küçükken
alimlerin hesabından büyükken
yerde gökte sürüp giden kadükken
anladım kalemde rüşvet yok imiş
nihayette tekrar ettim kendimi
alamadım yine sırdan fendimi
tespihe işledim ama andımı
vermeden alınan senet yok imiş
şaştım yoldaş oldum deli veliye
güle güle gittim vesveseliye
doğu batı kuzey ve güneyliye
nefes aldırmadan râhmet yok imiş
kâr etmedi güle duyduğum sevgi
üstüne bülbülden işittim sövgü
künhün içinde kün acayip övgü
âzâde olmadan sohbet yok imiş
dünyevî’ye söylenecek söz bitti
ne secdedir dua sözde köz bitti
tekbir dedim doksan dokuz yüz bitti
sanma yârdan bana ahmet yok imiş
yâre yâr olanın yârânıdır o.
5.0
100% (5)