4
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
873
Okunma
Meltemlerin sustuğu, ayın donduğu gece
Trabzon meydanına, can verdi taştan heykel
Seller ayağa düşer, el ayak çekilince
Muteber tanık tuttum gördüğümü kalemle
Kaynıyorken içimde yanardağdan kızgın sel
Gözlerimi avuttum, mermerimle kelamla
İzledim geçenlerin ölümsek aktığını
Taş devrini yaşayan mahluklar akıyordu
Kaşlara demir atan kirpikler taş yığını
Desteksiz bir iskele, omzu çökmüş bir varlık
Der bağrını oyarak, ataş olsaydım sana
Ruhumun istediği, en büyük bahtiyarlık
Suriyeli bir ana, diz çöktü kaideme
Doldurdu bakışıyla, içimi baştanbaşa
Ninniler söylüyordu, kucağında âdeme
Beni şanslı görenler, az değildi bakarak
“Keşke heykel olsaydım, ben de fani dünyada
Kalbi yok ah ne güzel, yarını etmez merak”
Yıldızlar boyun büker, oysa benim halime
Onlarca taş değildim, bilinirdi kıymetim
Tanıklık eylediler, âlimlerden Âlim’e
Yarına yaren gelir, Delibal’daki yara
Bekliyorken kabristan, c/ismini miras gibi
Sürgün yaptığın yere, gir de kendini ara
Tanıklık etsin gözler, taştan taş olan kalbe
Celil ÇINKIR
5.0
100% (6)