16
Yorum
22
Beğeni
0,0
Puan
1809
Okunma

sahi eylül müydü yoksa karanfil mi düşen avuçlarından
sevdada devrim yapılabilir mi’yi düşürüyor usuma
bir kedi gibi sokulgan üstüme tırmanırken hayat
ellerimdeki kelepçeyi görüyor düşlerim
neden bir köpek kadar sadık sevdim ki seni
iyi sözler, gülüşler ayırdım her seferinde dönüşüne
sen adem, ben havva’ydım
senden başka yok bildim
yine de sigaranı yakıp gittin
bir tufanda bırakıp ülkeni
her kentte aynı teraneler sürdü
ayrıcalıklı olan aşktı, sen ya da ben değildik
herkes bildiği yöne sürdü sevda atını
yolda bile bile düşürüleceğini
devasa uçurumlara
her yeni mevsim yeni karanfil ektim günlere
şeddelemedim fazla ne olup bitecek diye
elimdeydi yaz, geçmiş bahar ve bir eylül sonu
başlangıçlara geç kalmışlığımla dik adımladım
hangi boy bana yakışırdı, çok hesaplamadım
yeterdi insan boyu olsun yaşamak
aşk demem buydu savaşan insanlara
kırın dünyanın eğrilmiş boynuzunu
hani suç öküzde de değilki!
suç hayatı sevmemizde illâki
iki serçe gibi tutunup dala
sonra da cik ciklemek dünyayı
bir ses eklemek bir ses, bir ses daha
derken kuş cıvıltılarıyla daha özgür
asılmak yeni doğacak günlere
ah eylül güllerin düşkün bakarken yere
yeniden bellerim toprağını
kimbilir baharla döner sevgili..
19. 09. 2014 / Nazik Gülünay