30
Yorum
34
Beğeni
5,0
Puan
1971
Okunma

Az bir şey düşünmeden sokulur
beklentinin külleri
az bir şey yakar
az kirli
az da olsa dizi büker acıları
intahara hedef tutan merdivendir
körün umutları
yüreğim de yerleşik bir yemin tutkunluğu
dilim kutsal ateşe dayalı ve bağlı yanar
asla hayinlik düşemez dimağa
hoşgörünün tadını bile tatmadı bu yaralı yürek
altından kalkamadığım bir yüksün üzerime
say ki yoklukdur adın
say ki hiç olmadı bu meyva
istersen bir düşün kaf dağının şaikasını
oysa ki hiç için içimde erimedi ki
benim yok olmamdan başka
vuslatta bana hiç boyun bükmedi
bir tutamlık saç bile elime geçmedi
tutunmaya mecal mi kaldı
hikmetin bağışı hep gariplere düşer
öylesine bir huzur çöker ki yüreğe ılıkça
hoş görülür tüm yaşantılar kir kalmaz
elim elin de gibidir yandıkça
bir mazur bulsa bile kendine yaşam
kalleşliğin pası bile silinmeyle gitmez
yer gök açıktır sevgiye açılan kucak gibi
düşer günah ve sevaplar
yüreklere bin hayır olarak
hiç kirlenmez Hakkı niyet eden kalbin saflığı
farklılaşmaz içe düşen ululuk
bir sızıdır o doyumsuz istemlerde
belki de kavuşmanın basamağı olur insanlık
son kışında
silkeleniş
hikmetlere bir dua
nefsin ayak altına her düşüşünde
o sevginin yüceliği
gönlü sevk edip yürek bağlamanın
sadece sonsuzluğa olur boyun eğmesi
bunca
adanmış gönlün
elbet düşecektir gölgesi suya
dil burulup gönül yanarken maşuka
kökten yaprağa dek döner yeşil mihraba….
(17.09.2014) AZAP…
5.0
100% (37)