Sözün bittiği yer

Genç Kâzım başlamıştı ineğini sağmaya
Faş faş ederken sütler o da girdi havaya
Mırıldandı bir şarkı keyfine diyecek yok
Fakat süt dökülünce keyifler oldu bombok.
“Hangi ayağın çarptı sana ceza mı lazım”
Deyip, sağ ayağını iple bağladı Kâzım.

Devam etti sağıma şansızlık tepesinde
İnek tepinir durur keyif bunun nesinde
Yine devrildi lenger yine döküldü sütler
“Bu sefer ne yapmalı” öfkesinden kükürer.
“Sağ ayağın suç yaptı durur direkte bağlı
Solunu da bağlaycam” dedi ve hemen yaptı.

Toparlandı oturdu gene başladı işe
Bembeyaz süt köpüğü içine kattı neşe
İnecik bir sallandı sağa sola kıvrıldı
Koca kuyruk çarpınca sütler yine savrıldı
Ne yapsın bizim Kâzım canı sıkıldı pek çok
Sağa sola bakındı derdine hiç çare yok.

‘’Merteğe sıkıca ben kuyruğu da bağlarsam
Ne yapacak inecik olacak işim tamam’’
Diye düşündü Kâzım sevinçle doldu içi
Ahırdaki varille halledecekti işi
Çekti onu yakına hopladı üzerine
Kuyruğunu ineğin bağlayacak merteğe.

İp aradı, var mıdır sağda solda cebinde
Aklı hep kaldı ama belindeki kemerde.
İnce uzun kemeri çözdü çekti usulca
Bağlamaya çalıştı üst merteğe sıkıca
“Ha, oldu işim” derken, kemersiz pantolonu
Düştü dizin altına ne yapsın, olan oldu.

‘’Olan oldu’’ derken biz, şansızlığı Kâzım’ın
Devam etti duyunca, sesini dış kapının
Kim göründü dersiniz canım okuyucular,
Kapının eşiğinde ona bakan biri var.
Savun, yırtın dert anlat anlamaz seni kimse
Ananı öpen Kadı, sen yan kendi derdine.

Evet, kapı açıldı kaynanası göründü
Ne yapsın bizim Kâzım tasalara büründü
Pantolon diz altında kuyruk mertekde bağlı
Kaynanası gülümser şöylece bıyık altı.
Söz bitti kelam bitti “Kara bitti” misali
Bir düşünün Kazım’ın ne olacak o hali.