4
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
1737
Okunma

Geceyi giydim üzerime
Gece oldum...
Yağmur olayım dedim
Yanlış ağaca düşüp
Yanlış çiçekte açmaktan korktum...
Takvim yaprakları gibi
Kopartılıp azalmak
Ya da!
Duvara mahkum
Eski saatin
Akrep ve yelkovanı olup
Aynı yerde dönüp durmak
İçimden hiç gelmiyor
Böyle yaşamak...
Antika kırık vazonun
En dibe itilmesi gibi
Camları yorgun büfede...
Kasalara gizlenmiş
En nadide mücevher gibi
Ne kadar kıymetliyse
O kadar sakınıılmak
Ve
Yalnızlığa mahkum olmak...
İnsana hasret
Dillenmeyen anıların
Sessizliği gibi
Olmamalı hayat...
Oysa ki!
Tarlada güneşle danseden
Bir başağın
Buğday tanesi olmalıyım...
Değirmen taşında ezilmeyip
Tutunduğum ilk rüzgarda
Uykusuz bir nehre karışıp
Gezinmeliyim
Kabuğumu yumuşatıp
Üzerimden atıncaya dek...
Sonra!
En sevdiğim çiçeğin
Narin bedenine sarılmalıyım
Onda eriyip
Tekrar tekrar
Karışmalıyım hayata...
Esra TÜRKER - KAPI ARKASI HÜZÜNLERİ - İkibinondört
5.0
100% (8)