1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1587
Okunma
Hikaye bu;
Bir etkinliğe düşünmüşler adımı
Ebedi- yat etkinliği
Ben yatmayı sevmem, yobaz da bilir
Ve der ki o çok siyasi
Biraz da “öcü”
Şimdi anladım
Ne zaman beni görse
Kıpkırmızı olur yüzü
Yüz dedikse misal
Kimseye bırakmaz soytarılığı ve yüzsüzlüğü
Al yaldızlı şiltin senin olsun
Değişmem hiçbir şeye
Bir yudum özgürlüğü
Sevgi/li/siz yobaz
Ya anlarsın ya da anlamaz
Sen yazarsın oynak havalarını
Bense bulurum kelimelerin
Şu bozuk düzeni
En yerinden oynatanlarını
Sen bugün eğlencesi ol baronların
Bense umuduna nakış atmaktayım
En güzel yarınların
Sen kim
Beni sınav etmek kim çocuk
Öyle sıradan değil ki benim sevgim
Yıldızlar kadar, aylar kadar
Öyle güneş doğup batana kadar da değil
Cehennem buz tutana kadar
Ve bu kadar güçlüdür
Senin anlamadığın kavgam
Çok ısrar etme çocuk ısrar etme
Anladığın dilden de yazarım, yazarım…
Bana sokak şairi demiş bir yobaz
Evet ben sokaktayım
Hatta bir kavgacısıyım sokakların
Kim ki bir acı verirse
Yüreğimin bam teline
Sarılırım kalemime
Gözünü gözünü yumruklarım
Dayanamam bir kadının feryadına
Dayanamam bir çocuğun
Bir damlacık göz yaşına
Elimde değil
Ne kadar karşı koysa da bedenim
Çeker gider yüreğim
Zulmün kol gezdiği en karanlık şehre
Çünkü hiç ayrım yapmadan
Tüm dünya çocuklarıdır
Benim öz çocuklarım
Düşündün mü hiç
Neden bazı çocuklar bir deri bir kemik
Ya da neden bu çocukların gülüşü eksik
Gördün mü birebir yakından kadın
Yüreği delik deşik
Sordun mu sofralarında
Ne var ne yok
Kim aç kim tok
Yok! Yok! Sadaka değil onların ihtiyaçları
Sofralarında sadece
Koşulsuz ve katıksız
Bir yudum sevgi eksik
Bu nedenledir ki cenge çıktım
Bu nedenledir ki kavgacıyım
Ne önemi var ırkının dilinin dininin
Arkasında ne var
İlmek ilmek işlenen bu kinin
Ya insanımdır “ ben”
Ya da insan değilim
Sen müstehcen bulsan da
Önceki gün Kobani’liyim
Dün Gazze li
Bugün Şengal’liyim
Melek Tavus’un yarattığı bir cinim Ezidilere
Viyan Daxil’in yanında
Bakma ağladığıma
Kendim için sızlanmış değilim
İnsanlık adınadır feryatlarım
Bir düşünün
Bir kez olsun koşulsuz düşünebilin
Hangi beş ya da on yaşlı çocuk kitapsız olabilir ki
Hangi çocuk masum değildir ki
Hangisi doğduğu yerden sorumlu tutulabilir ki
Hangi çocuğun günahıdır ten rengi
Bir an
Sadece bir an kendi başınızla
Kendi teriniz, kendi emeğiniz, kendi aşınızla
İnandığınız Tanrı adına
Sadece bir an yalnız kalın
Doldurulmuş ruhlarınızı doldurun bir çelik kasaya
İyice kilitleyin, açmayın
Tek başınıza derin bir nefes alın,
Ve bir kez daha düşünün
Hani tekrarlarız ya Descartes’in sözünü
“Düşünüyorum öyleyse varım”
Hatırladın mı daha dün Gezi parkında körü körüne
Daha dün Soma’da
Bir lokma ekmek için gitmek ölüme
Ve daha
Ve daha uzaklarda
Korkunç tuzaklarda
Ve yine
Ve yine gözlerinle bakıp görmediğine
İşte bu nedenle kavgacıyım çocuk
Bu nedenle kavgacıyım
Nerede bir zulüm görsem elimde değil
Sızlar sol yanım
Kavgacıyım çocuk kavgacıyım
Ama hiçbir cana kıymadım, kıyamadım
Ne elim yumruk oldu
Ne de tekme ayaklarım
Kralı olsam bu ülkenin
Önce şiddeti yasaklarım
Şiddeti yasaklarım
Ben kavgacıyım orantısız güçlere
Ne sırtımı dayadığım dayım olur
Ne de yüreğimden başka varlığım
Ne görmezden gelirim haksızlığı
Ne de övdürebilirler bana hırsızlığı
Kördüğüm olmaz asla aşka dair düşüncelerim
Elime verileni değil
Yaşamın ta kendisini yazarım
Ben şairler lokalinde büyümedim be çocuk
Ne plaket isterim ne sahte boncuk
Hangi şair acı çekmemiş ki
Derisi mi yüzülmemiş Nesim’inin
Darağacı mı kurulmamış Pir Sultan’a
Ateş düşmemiş miydi daha dün
Otuz üç cana
Ya Nazım
Ya “memleketimden insan manzaraları”
Ne hatırlatıyor sana
Söyleyebilir misin bana
Bir saray soytarısının adını
Anladın mı şimdi kimlerin
Yüreğini satırlara yazdığını
Sözcükleri tırnağıyla kazdığını
İstemem tüm ödüller senin olsun çocuk
Dilim varmaz bir insana yobaz demeye
Bak seni bile sevdim
Aldırış etme şu satırların karalanmasına
İyi ki ben benim
İyi ki kendime ait düşüncelerim
Varsın kimin olursa olsun
Uykuyu özendiren ödüllerin
Bana yeter
Yeter de artar kaldırımlarım, sokaklarım
Onlardan biriyim ben de
Bir tek onları yazarım
Sokak şairidir bir diğer adım
5.0
100% (4)