2
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
1461
Okunma

adın kıymet vesikası kaldı dilimde
vasküler bir terennüm olsun istedim
sana öldü dediler
yıllarca kumlara el değmedim
ayrılık kumpasına kilitledim dünleri
düş odası karanlık uykulara
seni öyle sevmek istedim
sadece
kendime
tek başıma
anlatsam anlamazdın
bahsetsem, hissetmenin târumar teyakkuzundan
sevmek ilgi duymaktı belki
sabah akşam hevesleri sulamak
hor kullanılmış cümlelerde bile
belkisiz zamir kullanmak
yaklaşan her adım sesine
kulak uydurmak, kanmak
âdi ortaklıktı en çok, kendinle
kendi suskunluğunun çilingirliğinde
kaç çocuk abaküs eskitti
kaç yaz geçti
sana yazmaya başladığımdan beri
kaç demlik su boğdu vazolar
ve sereserpe şiirler
kaçından haberin oldu
şimdi tutar kolundaki saati ters çevirirsin
kimse tam okuyamadı
alnımdaki zılgıtı
ne cümleler birikti bilsen desem
ne fırtınalar
sürçülisanımın dudak arasında esen
resmini çizip adından hiç bahsetmeyen
işte bu
geride kalan zamanın hoyrat bilançosu
umudu beklemek
dibini kurutmuş çiçekler gibi saksıda
mucize köyüne rahmet
belki yine döner yaz* diye
zamanla çocukları daha iyi anlıyor insan
ki; yaşam dediğin
dünlerle sımsıkı kapalı bohçalar gibi
zaman sanki hiç tüken/mez/mesin
tahteravallinin havadaki ucunda askıda...
ve şiir
ve o umut dolu düzenek
belki döner diye, yaz!..
ToprağınSesi
.
5.0
100% (10)