5
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
1654
Okunma

.
Değirmencinin hikâyesi gelir aklıma
Hazinesi biraz toprak ot ve orak
Üstüne üstlük susuz geçer ekinler
Evde aç evde yoksul bebeler
Gün gelir bitmeyen çilesiyle yaşlanır
Gün gelir dayanamaz artık
Öyle can havli ile haykırır susmaz
Hoş sesini de duyan almaz ya...
Ot orak ama toprak çorak
Haa.. işte büyüdü bebeler
Bir iken beşe bölündü ekmekler
Sardı mı? Değirmenciyi düşünmeler
Hani yüreğini sıkmıştır bunca zaman
O acı türkü çığıran dilini de tutmuştur
Taşı çakılı da katık diye yutmuştur
Yutmuştur ama yarası kanayıp durmuştur
Ne seneler, saymıştır yerinde
Ne bebeler, bebe kalmıştır beşiğinde
Sırası gelmiştir baş göz etmeninde
Değirmencinin şafak atmıştır beyninde
Yarına tek metelik bile yoktur elinde
Eli kalbinde ilişmiştir anaları Fatme’ye
Derdim şu dağ gibi büyük demiştir
Derdim tevellütlümü geçmiştir
Keşke sayıp duraydı yerinde günler
Keşke hiç büyümüyeydi bebeler
Biz hadi neyse de hatun...
Onlar yoksullukla nasıl baş eder?
Görünen o ki elbette baş edemezler
Biz gibi çorbayı yavan da içemezler
Değirmencinin bu bitmez çilesi de
Değirmen taşı gibi döner döner.
5.0
100% (11)