bir ömrün dibine kaç defa su dökülür
bir ömür kaç defa örülür
bir ömürde kaç defa ölünür
kaç defa boyun kırar sümbül




bugün tabur tabur askerler geçiyor sokağımdan
temmuza yeniden har verir gibi
çoğunun benzi atmış
çoğunun yaşı altmış
çoğunu tanıyorum beşparmaktan



mavzer kokusu ten kokusuna benzemez
ve hiçbir sevda yüreğe
onun gibi keskin işlemez


başı tutmuş gene yemenli topal abidin
ucundan eskiyen sancağıyla
yeni düşen kar gibi
bir mendil dolamış boynuna
gedizli izzet onbaşı gene
düşmeyen kaleler gibi arkasında



bu geçen ikinci manga var ya ikinci manga
cehennemin ortasına atıldılar gece vakti
koca bir şehri düşürdüler tek başlarına
bunlara ölmek bile yasaktı



ulan bitlisli manga başı şehmuz
yeşil gözlerin solmamış daha sanki çakmak
gel lan sil saçlarımdaki karı
ilk çekirdeği sen çıkarmadın mı bacağımdan
senin ellerin vefalı
istediğin dilden yazarım gene senin mektuplarını




şu geçenler ilk çıkanlardan matarası delinmişler
tam göbeğine düşmüşler ölüm cümbüşünün
elli yerinden kurşun yemişler
su sıkmışlar bulutlardan
feragat etmemişler umutlardan



hatırlıyorum
şunlar dördüncü bölük hepsi mimli
kayıp yok defterlerinde
birer birer çakalın teki
parmakları tutsun bir defa topraktan
baf dediğin ne ki




şunlar seçilmişler
üstlerine yıkılmış bir devrin kasvet-i emri
bölge bölge bayrak bayrak dikilmişler



ne güzel geçiş bu sokağımdan
seni de tanıdım ezineli veli
bir guguk kuşunun çığlığına bağlısın oğlum
şahadet olacakken tam alnından




ulan uzun veysel en arkada kalmışsın gene
ne edersen et
adın çıkmış bir kere biçiciye
diyetini ödesin bu millet
gömsünler seni me ge üçünle



sahi
temmuzda
kaç defa su dökülür menekşelere



















kasım