3
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
1329
Okunma

hezeyan’ dayım yâr
gelsen; başlarım yaşamaya
içinde masal olan deniz arar bulur
gözlerimi kapatıp yüzmeye bilmediğimi bile bile
sahil kumlarında adını teğet geçen hırçın dalgalara atlarım
ufak bir emare ararım yosun tutmuş kayaların arasında
nefesimin yettiğince kalırım suyun dibinde
gülüşünle buluşana dek gözlerimin karası
kurumaya yüz tutan göğsü dağlı lalelere sızar
her sözü içre içre seni anlatan mısralar yazarım
kalbimin aynası şiirler önümü aydınlatır
gecenin karanlığında suretini meşâle bilirim
kırçıl saatlerin gerisinden bakarım seni bulana dek
düşlerimi yontarım sunak taşında avuçlarım kanar
kalbimde divane çözülüş başlar bütün yıldızları
geceye asarım
bu adamı tanımazsın yâr
ihtilali eksik çalkantılı bir akşam isimsizler denizinden geldi
adım başı sirkler varken
masalsı yüreğine ateş sızdı toprağını sel bastı
çoğaldı saçlarının arasında aklar
ve anlaşılmadı korsan gözleri
çünkü ısındıkça açılır saksısında o göğsü dalı lale
bir kaş seğirince çürük, geviş getiren güdüyü
kireçler söndürür
ne yaparsa yapsın bu yüzden bulamaz
bu yaz kaybettiği şiir gözlerinin gömüsünü
ey deniz! ey içimi kol gezen sızıntı
bir sığınakta ruhumuz kendini gezdirirken
burun buruna tahta atı vahalara sürelim
yitirilmiş bir duygu kopan sinir ve Şiirin ötesinde
henüz açılmamış darbeler görelim
içimizde iktidarsız bir ceset
rüyasında ekmek su gören sen ve ben
ter içinde uyanalım kıpkızıl geceye
sonra;
seni selamlayarak başlayalım güne
ben ki ne kadar büyüsem o kadar çocuk.
5.0
100% (15)