15
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
2260
Okunma
Grileşen renkteydim, soluktum!
Pek önemsemezdim hiç kimseyi de,
Aslında, dokunduğum her şeyi mahvederdim;
Hatta söylediğim sözleri bile anlamsızlaştırırdım.
Biraz mutluluk ekemediğim ya ömür toprağıma, hepsi bu!
( oysa bu arayışım yalnızlığımı büyüttü, sadece…)
“bahçemde hep o üç gül vardı; kırmızı, beyaz ve pembe…
Oysa ben hep o mavi gülü beklemiştim/ olmadı, hiç açmadı ki…”
…çok değil ama biraz alıştım.
Çok düşünmediğim anlarda hep bakarım…
( o siyah perdeli küçük pencereden)
Şimdilerde eski hüzünlerimle kahve yudumlarken,
Sadece bir korku doğuyor gecelerime, ansızın…
( öldüğümü hissediyorum o alışkanlıklarla düşündüğümde)
“kolay değil, bacası olmayan evde yaşamak…
En zoru da iki güvercin kanadında aramak özgürlüğü”
Bazen düşünüyorum da, suçluyum!
Hiç bataklıkta aranır mı kelebekler?
Ne zaman elime zeytin fidanı alsam;
Hep şu düşüncede tıkanıyor hayatım:
“rüzgârı tersinden yazsam;
Siyah yağmurlar düşer mi hiç hüznüme?”
( sen hiç düşünme olur mu? Çünkü suçlu olan benim, sadece…)