Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
İbrahim Çelikli.
İbrahim Çelikli.

Su 117-Dağ Eriği

Yorum

Su 117-Dağ Eriği

( 4 kişi )

2

Yorum

5

Beğeni

5,0

Puan

1622

Okunma

Su 117-Dağ Eriği

Su 117-Dağ Eriği































oysa hemen yukarısında

şemsiye!!

sıcaklarda

bebelere

yoğurt kesesine

su testisine

harmancı birkaç aileye

Dağ Eriği unutulmuş



dibindeki çalıya ters geçirilmiş taslar

yan yatırılmış tıkaçlı testilerden

diz yaslamadan doldurulmuş

düğende dönen başı mendilli adamlar

öğendire ile taktaklayıp

öküzler durdurulmuş



hürmet duyulmuş göbeğe

göğse giden ellere

“su gibi aziz ol”

“su verennerin çoğ ossun” deyip

“afiyet ossun” denilmesi beklenmeden

“ho” denilmiş öküzlere

“dah” denilmiş taylı beygirlere

“o(ğ)landan gızdan fayda yok böğün”

başka ne gelir elden

güneşin gözünde dönülmüş de dönülmüş

kimseye bir şeyler denilmemiş

kahrolunmuş



saptan gelen,

samandan dönen

nispeten daha dinlengin gençler

nöbeti devralmış, düğende dönenlerden

başındaki gölgeliği gerip su tasına

suyunu süzerek içer içmez

Dağ Eriğinin gölgesindeki testiden

..

Dağ Eriğinin

gölgesine koşulmuş..

bekleyen komşularla

dereden, tepeden

gelenden, geçenden

ölenden, kalandan

ondan, bundan

koyundan, kuzudan

gelinden, kızdan

ebidikden, gubidikten

vardan, yoktan

azdan, çoktan

eskiden, yeniden

bir muhabbet tutturulmuş



dinlenen,

dinlendirilen

hep Akgedik’e karşı oturulmuş

ufuk ovanın ilerisindeki köylere kadar

tahminler yürütülmüş

kimin esgerliği ne zaman biter

kim kiminle dünür olur

kimin ne kadar zehresi çıkar

arpa-buyday ne dutar..

ova yolundan köye gelen bir araba mı var

iki kişi aynı şeyi söylemese de

üstünde durulmamış

kimin dediğinin çıktığının

hoş görülmüş



mesele anlaşılana kadar

“sar bakalım”a fırlatılmış

süslü tabakalar..

sol elin baş ve işaret parmağı arasına

yalak kıstırılmış cığara kaadına

tez elden mübarek tütün

bir karar serilmiş,

yuvarlanmış iki elin üç parmağı arasında

ucu yalanıp, kopartılmış ön dişlerde

dilucuyla ıslatılıp yapıştırılmış, şekli bozuk

tütün bulaşığı orta ve işaret parmaklarla

gaz kokusu eşliğinde “mıhtar çakmağı”ndan

tüttürülmüş,



felsefi dedikodulara dalınmış

evin abılası kelek tarlasından

birkaç hışır, kavuniçli kelek

bıyığı kurumuş garpızla dönmüş

komşu harmancılardan

erik, zerdeli, göksulu armıt, tiltombak

yeni desdinin sovuk suyuna dutulmuş

cırt firenk, gök pıransa çomacı

üsdüne duzlu çökelek

gören gözün hakkı ayrılmış

yumulunulmuş



Semerci, Deli Yakıp, Koca Durmuş

Cığara içmese de Kart Mustafa, Ala Kemal

Tuzladaki Dağ Eriğinin kölgesinde

esgerlikten başlayıp, herkesin bildiği hikayelerle

muhabbetin dibine dibine vurup iki beşlik bozmuş

sövgülü muhabbetten uyanan bebeğe somruk

sinek, karınca ve kağnı sesinde uyumuş,

iki sallamaya susmuş,

altının değişdirilmesi,

anasını emmesi

unudulmuş



Koca Durmuşun yardımı,

Deli Yakıbın oğlu

Semercinin kağnısı

Dıngıdığın düzeni

Gafarın arabası yok-muş

harmanyeri bayır

yollar yokuşmuş



ne gam

selam,

bereket dileği

bir tas su

iki dönüvermek

ne kimsenin tarlada yığını

ne harmanyerinde samanı

galmış



Gucur Emminin adı belli

el harmandan kalkmış aldırmazdı

illa sabah çay demlenmeli

illa pişmişi pişmeli

üç taş ayaklı sağcakda

evmezdi

keyfelli[1]

herkes ölmüş getmiş

hiç umrunda

olmamış



ikindi üzeri eser de,

deniz yeli

ne yapıp edip tınaz etmeli

yağmıra yakanmayalım

Allah vere de geceleri çec başında, gözer

bir kepenek, bir yastık,

eserse sivrisinek ne gezer

olurda bi şirnirse[2] zati

zabbaha gadar dirlik vermez ikrah

“-dola” ısrarı,

“erkeğ adam”, deliğannı yüklenmesi ve

köse ve ağanın karısı,

patişahın kızı üstüne

belden aşşa muhabetlerde gençler

horsasını alma gayretiyle

gecenin leylisi ne farkeder

bir hayıflanma ve “ah”lı

“yaş tahtaya yan bastık”lı

kadere okkalı

bir sövüş,

istikamet yakınlardaki nohut tarlası

kurumuş nohut destesinden ütme

tuzlanın kuru ve

samana batmış çıtıraklı çalıları üzerinde,

askerden en son dönenlerden tafsilatlar

gedikliye hışımlı

varsa yeni yeni gündeme giren

kızlar, kız istetmeler, havaslıklar

gonşu gayretinde kendine gelmeler,

ıvgalar, dengini aramalar, bulmalar

“köyde gelinlik gız galmayıp batı(r)”

analardan eviş



köyün üst yandan gelen katınçlar

alt yandan gelen sürüler

sıra azığı gelen çobanların ilk hedefi

belki küçük bir hediye

belki de defter ortasından koparılmış

mektup ulaştırılamamış

çobana tuz taşında yardım edenler

Kedi Omar depesinin şemşiye ağacını

Dağ Eriğini bilirler

Dağ Eriği de onları

ne günler görmüş

geçirmiş



bu sözde erik ağacına asılır tuz çıkıları

çobanların azıklı, mataralı sırt çantaları,

çobana yardıma gelen katınçların gocukları

çoban köpeklerinden korkanların tırmanma menzilleri

Tuzla Harmanyerinin,

Dağ Eriği

ne büyük nimetmiş



ne iki serçe yuva yapmış

ne saksağan ikiden fazla kuyruk sallamış

hasbelkader bebe sallangacı[3]

o da hoyratça[4] sallanmamış

Günsüz Çeşmeden dolan

harmancıların testi gölgesi

Gart Mustafaların, Goca Durmuşların

Yakıpların, Feyzullahların

Aladellerin gölgeliği,

sallangaç dalı

Kedi Omar Depesinin tek ağacı

Dağ Eriği

onca ailenin,

birliğiymiş





ne tanır bilir başkaları

bu bodur, kendi halinde yabani erik ağacını

ne umrundadır çiçek açmadığı,

saksağandan başka kuş konmadığı

harmandan harmana

birbirine girmiş sap yığınları

komşu harmancıların bebek salıncakları

Günsüz Çeşmeden dolmuş kırmızı testiler

uzun belikli eltiler

hamarat görümceler..

iş bitmiş..



Koca Durmuşun; zira(a)t

siyah gözlüklü Dal Memedin; Aydın

Yakıbın; askerlik

Semercinin; Senget yarenliği,

Gafarın ne dediği anlaşılmazdı

Hidayetin; foteri

Gart Mustafanın; namazlığı,

kaçı bir araya gelirse gelsin

kim koğlaşılırsa koğlaşılsın

hepsinin tek şahidi

Kedi Omar Tepesinin tek ağacı

Dağ Eriği

ne güzelmiş



ne konan kuşlara sapan taşı

ne gölgesinden Günsüz suyu

ne beni çoban köpeklerinden korudu

ne harmancılar bilirdi beni

ne de ben harmancıları

tuzlada tuzlanan sürülerin de katıncı olmadık

salıncak kurulan dalları kırık

cılız gövdesi yatık..

Kedi Omar Depesinden yol geçmiş

kimseler fark etmemiş..

..

Tuzladaki şemşiye Dağ Eriği

köklenmiş













DİPNOTLAR

[1] keyfelli : keyif ehli, keyfine göre hareket eden

[2] şirnimek / şırnamak : birini rahatsız etme konusunda hoşuna gitmeyecek şeylerde ısrar,

[3] sallangaç : salıncak,

[4] Hoyrat: diğer etkenler göz önüne alınmadan, akla geldiği gibi, estiği gibi



KÖY 1970

Paylaş:
5 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (4)

5.0

100% (4)

Su 117-dağ eriği Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Su 117-dağ eriği şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Su 117-Dağ Eriği şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
ferhan
ferhan, @ferhan
11.7.2014 09:52:24
Yüreğinize sağlık güzel Anadolu kültürümüzü ne güzel ifade etmişsiniz.selam ve dua ile..
Işık  Mehmetali
Işık Mehmetali, @isikmehmetali
10.7.2014 23:27:17
5 puan verdi


Dağ eriği; aslında bazen dağ eriği gibi ağaçlar yaylalarda insanların serap görmesi gibi dir
Ya ekmeği suyu ya salıncağın asılması gerektiği yerde olmazsa olmazdır
Anadolu kültürünün çıplaklığıyla anlatılması mükemmeldi
Kutluyorum;Selam hocam
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL