0
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
1188
Okunma

bir suskunluk ki bitimsiz
yüzlerce kuş ölüsü avuçlarımda
vatansız ve de mezarsız
yasını tutuyorum göçüp gidenlerin
bir çocuğun saçlarını okşar gibi
seviyorum kırık kanatlarını
dünya göz ucumda bir nokta
ateş böcekleri güneşten büyük
mavi usulca silinir
bir pişmanlık ki bitimsiz
saplanır kalır bakışlarım dipdiri acılara
sızılar kıpırtısız
yara derin dikiş tutmuyor
diktikçe sökülüyor yüreğimin yırtıkları
bütün çabam gururdan
dik durabilmek için her şeye rağmen
sahi siz dedim kendi kendime
beni sevdiğinizi söylemiştiniz
hani hazirandı ıhlamurlar açtığında
ıhlamur kokulu yalanlarınızla
kandırmıştınız duygularımı
inanmıştım sahiden
kana kana inanmıştım size
ne garip
o zamanlar kendimi unutmuştum
akıp gitmişti günler çabucak
ipekten bir nehirdi gözleriniz
güvenle ömrümü bıraktığım
dünyadan gün almamış çocuklar kadar masum
hayaller büyütmüştüm
şimdi siz
hangi tozlu raflara bıraktınız sevdanızı
farkım var mı bilmem
herhangi bir ölüden
yüreğinizden ne kadar uzağa gömdünüz beni
kim bilir !
30/6/2014/ Nermin Erol.