4
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
2267
Okunma

Ah baba ah, tüm çocuklar böyle mi hisseder bilmem ama
Senin aldığın ekmek, peynir, zeytin ve ellerinle demlediğin çay
Nedense baldan daha tatlı gelirdi bana
Uykularım, düşlerim, çocuk gülüşlerim bile seninle güzeldi baba
Sen varsın diye şımarık, sen varsın diye çocuktum ben
Her gün okuduğun gazeteleri, kaybolmasın, kırılmasın diye köşe bucak sakladığın gözlüğünü
Şimdilerde antika olmuş kimsenin yüzüne bile bakmadığı
Lambalı radyomuzun başında oturup birlikte pür dikkat dinlediğimiz haberleri, şarkıları
Hiç ama hiç unutmadım baba
Bana kalsa dizlerinin dibinden asla ayrılmazdım ama
Bir sabah ansızın, yavruna son kez doya doya sarılıp öpmeden
Üstelik hoşça kal bile demeden, sessizce gidiverdin
Oysa ben daha büyümemiştim, hayatı öğrenmemiştim
Senden sonra yetimliği, horlanmayı, yere düşüp tekrar doğrulmayı
Kısaca dimdik ayakta durmayı hayatın kendisi öğretti bana ve
İyiler kadar kötülerinde yaşadığı bu dünyada tek tesellim gökyüzü oldu baba
Her derdimi, hüznümü, hatta cimri sevinçlerimi bile gökyüzü ile paylaştım durdum
Ona baktıkça huzur buldum, ona baktıkça hayal kurdum
Hayal kurdukça bazen ay, bazen güneş, bazen yıldız oldum ah ah
Ah baba ah, tüm çocuklar babalarına mı benzer büyünce bilmem ama
Ben sana benzedim, her akşam bize masal anlat diyen çocuklarıma
Anılarımı anlatıyorum, çünkü anılar daha şefkatli oluyor ve
En güzeli de ne biliyor musun baba
Her akşam babamı getiriyorlar bana.
Nurcan TALAY
14.06.2014
Saat:19:30
5.0
100% (7)