4
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1672
Okunma

Yağmurlu bir gündü,cadde yolunda,
Dirseği yamalı palto,kolunda,
Alaca bastonu titrek elinde,
Sanki biryerlere varmak istiyor,
Yaklaştım yanına bir selam verdim,
Yardım etmek için koluna girdim,
Gözündeki garip telaşı gördüm,
Soluklanıp sanki,durmak istiyor,
Sordum senin amca,nereye yolun,
Ayağın aksıyor,titriyor kolun,
Belin bükülüyor bastonda elin,
Bir telaşla cevap vermek istiyor.
Dedi evlat zordur merama bakmak,
İstemem senin de canını sıkmak,
Kolaymı bu halde yollara çıkmak ?
Gönül sevgiliyi görmek istiyor,
Yıllar oldu sevdiğimden ırağım,
Varabilsem şu mezarlık durağım,
Ağzımda atıyor sanki yüreğim,
Yolları önüne sermek istiyor.
Bir yardım et o canana gideyim,
Hatrın sorupta,muhabbet edeyim,
Fatiha hediyem başka ne deyim,
Mezar taşına el sürmek istiyor.
Dedim yerin yurdun varmı kalacak ?
Kimsen yokmuidi senle gelecek ?
Seninle ağlayıp senle gülecek,
Aklım bu soruyu sormak istiyor.
Sorma dedi evlat yaram derinde,
Canım daralıyor her seferinde,
Belki hatırlarlar günün birinde,
Sâde vijdanları yormak istiyor.
Kalktık ve yürüdük o mezarlığa,
Yürüdük te lâkin düştüm darlığa,
Kahredip şu dünya denen varlığa,
Çarkını feleğin,kırmak istiyor.
VArıp oturdu bir kabrin başına,
Uzun uzun baktı,mezar taşına,
Engel olamadı gözün yaşına,
Sanki kabre kendi girmek istiyor.
Yüzünde seksen yılın yorgunluğu,
Sanki o yorgunluğun,durgunluğu,
Aklında vefa ile dargınlığı,
O an o defteri,dürmek istiyor
Yorgun gözler uzaklara takıldı,
Takıldı ve o an boyun büküldü,
O göğsünden ciğerleri söküldü,
Toprakla vuslata ermek istiyor.
Erdal Sarıgöz
11 Haziran 2014
5.0
100% (4)