0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
972
Okunma

Dipsiz kuyuların karanlık köşelerinde
Işığın yüzüdür kör yalnızlığıma dolanan
Söz bıçaklarındır kanımı sarmalayan
Çığlık soluklardır tutsak havada dumanlaşan
Ölüm kulaç kulaç beklemede
Panik kokuları yayarak zevk yüklü
Paslanan diller kifayetsiz
Gülüşün renkleri solar bordo gül dudaklarda
Gölgesine şehir düşmüş kaçak yaşamların
Bir kazadır keşfedilen haykırışlar isyanlar
Camın buğusunda kayıyor intihar damlalar
Uçurtma saçların tanrının salıncağına bağlanmış
Çocuk bacaklarına tırmanan
İnançtır serptiği çığ çığ yalnızlık
Şiirle yükselir erken doğumu hiçliğin
Çöllerimin mühürüdür mızrak sevişmeleri
Boşalır zehirler şiir dillerden
Hiç bir el tutamaz günah kılıcını
Hasret kalır coşkun bakışların
Kan renginde
Kızıl şafaklar gibi ağlaşarak
Gök yüzünü saklar bulutların makyajı
Tanrıya bakmayı bilmeyen ihanet gözlere
Tükürür ceza yağmurlarını
Ah o dehşetli aşk
Bebek sevdamı parlatan cevherindir
Fenerleri parçalayan dalgalarıdır denizin
Esrarlı kalp kanıyorsa içinde çelik bedenin
Bıçaksız kılıçsız silahsız
Bırak çağırsın destanlarını aşkın
Hüznün kanatları taşır beni çağlayanların cesaretine
Ey Aşk güzelliğinle gel
Kasırgalarınla vur
Şimşek misali çarp
Yırt gövdemi
Sök al yüreğimi
Ateşinle yak
Çığlık çığlık ağlat beni
Çıkardığında heybetli giysini
Ateşten AŞK olacak son sözlerim...
Recep Yeşil
Ataköy...