“O kadar yalnızım ki..
Sıradaki şarkı bi sonraki şarkıya gelsin..”

Bu çok iyi damıtılmış bir cümle sizin ki;
Şayet yoksa “Bir sonra ki” şarkın,
Öyleyse sen gerçekten yalnızsın !...

İnkar etmemelisiniz ama,
Yalnızlığın size yaptığı kıyaklıkları da
Sayesinde böylesi klas bir cümleyi keşfetmişsiniz
Yalnızlıktan ne istiyorsunuz ki bu güzellikten başka ?
Oysa,
Ansiklopediler de bile bu sözleri göremezdiniz siz asla !!!...

Ay vardır,
Ay’ı aratır,
Tatmadım,
Bugüne dek “Haziran” yalnızlığına hiç uğramadı yüreğim
Lakin Eylül yalnızlığından çoktandır emekliyim
On iki ay sürer Eylül yalnızlığım benim …

Ama “Kalbiniz de demlenen kelimelerinizden” hala belli
Galiba sizin Haziran, kimilerinin “Eylül’ünden” daha da deli !
Acı var acıyı besler, acı var canı linç eder bildim bileli
Siz de Haziran’lardan yemişsiniz en ölümcül darbeleri !...

Oysa ben Eylül bilirdim daima yaprak yaprak kanlı olan elleri
Öyleyse,
Haziran’ın umutsuzca konuşturduğu
Tıpkı bu siz hanım şairimiz gibi,
Yoksa aşağıdaki aynı akıbet için ant mı içmeli ?...

“Ahdim olsun şu alemde
Sana kavuşamazsa şiirlerim
Kimsesizler yurduna gömüleceğim…”

Madem ki, “Yıkık tarumar sevdaya hevesli yüreğiniz”
Ve bir müebbet mücrim gibi Haziran susuzluğuna kilitlisiniz
Bence bundan sonra Yalnızlığı seçiniz, yalnızlığı seviniz ?
Biraz da “Sevda” denilen o anlatımsız şeyin,
Bizzat kendiniz olması için mücadele ediniz
Bir de yaşamın öte yakasına geçmeyi deneyiniz ???.....

Çok güzeldi “Haziran” yangınlarınız !
Zaten “Haziran” yangınınızı,
Şiirin ta başında bizlere harika betimlemelerle anlatmıştınız !
Yürekten alkışlarız !!!...