23
Yorum
29
Beğeni
5,0
Puan
3511
Okunma

Ben Afet İnce Kırat…
İnceliğimi kırılganlığımdan, soyadımı kırılmayı sevmediğimden nasip etmiş Rabbim belli ki… Yaşıma göre çok uzun olmayan bir zamanda, bir anda bir sandık açıldı önümde. Beyaz kelebeklerin kanadına tutunmuş uçuşan umutlar vardı içinde. Neydi beni bu denize daldıran, üzüntülerimi saçlarından sürükleyip karanlığa hapseden? Kimdi avucumda sımsıkı tuttuğum gamları karşı dağın yamacına fırlatıp atan? Neydi mısraları derime kazıyan, kırık nağmeleri dilime perçinleyen neydi bilmiyorum. Zamanı delip geçen yüzlerce heceyi yüreğime işleyen nerede şimdi? Yüzüyordum sessizce, yüzdüğümü sanıyor olsam da… Acılarla yoğrulmuş ve yok olmuş canlara hayat verirken bir gece…
Yıldız ışık ekerken dalgalı derin suya
Sıcak, soğuk içinde dalıyorken uykuya
Esen rüzgâr düşürdü çekerek bir pusuya
Buzdağıyla çarpıştı battı şiirden gemi
Dümeni kıramadı bu zavallı acemi.
Ben Afet İnce Kırat…
Masal denizinde masaldan bir gemiydim, yol alıyordum dalgalarla çarpışarak. Huzurun yazmasını sarmıştım başıma, gülümsüyordum kim çıkarsa karşıma. Yıldızlar yendi yine, ay hançerini sapladı yüreğime. Dilimdeki dualar döküldü, karıştı serin sulara. Ayakta duran cami yıkıldı, herkes mihraba ayakta diye sevinse bile.
Yüzüyordu sessizce büyülü düşler ile
Önünde tuzak varmış onu görmedi bile
Girdi tufan içine rüzgâr oldu vesile
Buzdağıyla çarpıştı battı iksirden gemi
Mihrap dik dursa bile temelden çöktü cami.
Ben Afet İnce Kırat…
Haydut bir gecenin içindeyim şimdi, bulutların salkımından hüzün dökülüyor başıma. Ne şahtım ne Şahmeran, ne hanımdım ne ece, yazıyordum sadece. Çırpınırken her gece bir örümcek ağında, haset varmış anlayamamışım, çoğu suya gömülmüş buz dağında. Kara denizin lacivert parmağında pırlanta zannetmişim. Uzak durmalıymışım, bilemedim. Hata ettim. Gecenin içinde infilak etti gemim. Suya döküldü geleceğim, dünlerin hatırası içimde kalsa da. Suya düştü kor desenli sözcüklerim. Zehir yüklü kalem tarumar oldu. Gecenin büyüsüyle ağlayacak ufuklar artık, ağlayacak karanlıklar. Ağlasınlar, ben ağladım da kim gördü ki?
Çıkartacağım boynumdan hecenin urganını. Dalacağım diğer deryalara, elbet varırım bir sahile.
Boynuna ilmek yaptı dolunaylı geceyi
İbrişimle işledi kalemiyle heceyi
Dize de çözemedi bu garip bilmeceyi
Buzdağıyla çarpıştı battı zehirden gemi
Kimi yandı ağladı kahkaha attı kimi.
Ben Afet İnce Kırat… Yeniden doğacağım, sizler şimdi hoş kalın.
5.0
100% (26)