1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
989
Okunma
cılız,ışıksız ve küçük penceresinden dışarıyı izleyen adam
kasvetli gözleriyle ortalıkta gezinip
bir süre sonra,
yakışıklı cüssesini de yanına alarak,
aşağıya atlamak üzere olduğunu düşündüğü kadına doğru ilerledi.
sert zemine çarpmak üzere olan
yumuşak bir beden hayal etti.
bunun için kızdı kendine.
Salondan çıkarken kapıyı bile kapatmadı.
yağan yağmura aldırmadan binadan çıkıp,
karşı apartmana doğru ilerledi
cadde adamı geçti
adam caddeyi
herhangi bir zile basıp
demir sertliğindeki kapının açılmasını bekledi.
sonsuz gibiydi...
sertlik sonsuz gibiydi...
kendisini içeri taşımayı başarmıştı..
basamakları üçer beşer çıkarak
kadının ölmek üzere olduğu daireye gelmişti bile.
kapıyı çaldı.
Açan ya da ses veren olmadı.
kapıların ses geçirmediği gezegenlerde
ne çok yalan söyleniyor olmalı diye düşündü.
böyle düşündüğü için yine kızdı kendine.
yüksek müzik sesinin musallat olduğu küçük kulakları,
alçak ses tünellerinden geçerek,
odaklandı
sadece ölümün sesini duyabilirdi artık.
tekrar ve tekrar kapıyı çaldı
tüm bu anlamsız telaşı
çırılçıplak yağmuru izlerken
kendi terasından fark eden kadın
bir hamleyle ayağa kalkıp elindeki viski şişesini yere bıraktı
ufak ufak ilerledi.
acelesi yoktu
ürkek ayak tabanları
boşluğun kasvetli vadisinde ilerlemeye çalışırken
topuklarına giydirdiği zemin
parmak uçlarına takılan mide bulantısına eşlik etti.
kösnül hikayesiyle buluşan müzik
onu bedeninden kavramış,
zamanın dalgalı saçlarında bit arıyordu sanki.
eksik ya da fazla değildi.
ve kaşınmıyordu
--bir adım çok şey değiştirebilir
ve sarhoş bünyesi
omurgasız bir tanrının evinde,
proteinden zehirlenebilirdi.--
mekan bitmiş
sesler vücudunu terk etmişti.
zamanın ucunda asılı kalan kadın
zamanın ucunu kaçıran adamla buluşmak üzereydi....
kapıya uzanan kolu
aklına yaslanan düşü yarılayıp
sonsuzu araladı....
kapı açıldı.
adam şaşırarak
kadının çıplak bedeninde örtülü bahaneler arayan gözlerini yere çevirdi
kadın şaşırarak
zeminden daha az çekiciyim diye düşündü.
böyle düşündüğü için kızdı kendine sonra.
şaşırdılar bir süre.
öldüğünüzü sandım dedi adam nihayet
ya da ölmek üzere olduğunuzu
yaşadığınızdan bile emin olmadan!
henüz ölmedim dedi kadın
ya da ölmek üzere değildim
yaşadığımdan bile emin olmadan
nasıl ölebilirim..
aralanan sonsuzlukta kayboldu adam sonra
müzik durdu
ve kadın
topuklarına giydirdiği zemini
parmak uçlarına takılan mide bulantısından çıkardı...
5.0
100% (3)