Aşk, sen nasıl bir dertsin, çözemedim sihrini,
Yeryüzünü sarmışsın, bütün gizine inat…
Sevdalı gönüllere, akıtırsın zehrini,
Zahiri bir acısın, derin sızına inat…

Sana düşenler bilir, çıkılmayan girdapsın,
Görünenin aksine, çekilmeyen azapsın,
Sen aslında bir ömür, bitmeyen ızdırapsın,
Adını şeytan koydum, melek yüzüne inat…

Zulmünde sınırın yok, vurursun her düşene,
Bazen işkencelerin, sürer onlarca sene,
Cehennem ateşini, yaşatırsın sevene,
Yananları görmezsin, gören gözüne inat…

Sevenlere sılayı, bir uzak diyar ettin
Bazen aşılmaz dağlar, bazen dört duvar ettin,
Hasreti icat ettin, ayrılığı var ettin,
Sevmeyi zehir ettin, kendi sözüne inat…

Gurbetten memlekete, geçilmez yollar koydun,
Ferhat deldi dağları, başka engeller koydun,
Ayırdın sevenleri, araya çöller koydun,
Leyla’nın ve Mecnun’un, yanan özüne inat…

İblisten mi geliyor, senin füsunlu adın,
Bazen nankör erkeksin, bazen kahpe bir kadın,
Nice saf âşıkların, gözlerini boyadın,
Şeytanı peri ettin, huri kızına inat…