1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1299
Okunma
Saymadım kaç asır oldu
kayadan kopup çöle düşeli
garip bir kum tanesiyim ben
güneşte kızan,aşk ile pişen
develerin,bedevilerin ayakaltında ezilen
garip bir kum tanesiyim ben.
Gecenin keskin ayazına aldırmayan
ötelerden ötelere fırtınayla savrulan
suya hasret lakin,
sinesine vahaları,serapları sığdıran
sevdası uğruna kendini unutan
garip bir kum tanesiyim ben.
Adem ile yoğruldum önceleri,
Künfeyekün emriyle halk olundum
sonra atam İbrahim taşıdı,
mübarek sırtında beni
kah firavunlar,nemrutlar kapandı üzerime
kah ben azgın kavimlerin üzerine.
Garip bir kum tanesiyim ben
kör ebe oynuyorum bu günlerde
kır çiçekleri ve meşe köklerinden
yorulunca göğsüne yaslıyorum başımı
asi,başkaldıran kardelenlerin
yıldızları nakşediyorum
zaman,zaman dağın eteklerine
ay’ı söküyorum dişlerimden
gecenin karanlığından gecenin mavisine
kana bulanıyordu yüzüm gözüm
boğazın serin sularında arınıyordum kirlerimden
ama,garip bir kum tanesiydim oysa ben
hazırda olan ve huzura duran...
Murat Çetin