5
Yorum
8
Beğeni
4,8
Puan
1468
Okunma

Soma’da karanlıktır ölmek
Ateş için yanıyoruz
Etimiz ve gözlerimizde karanlık
Donmayasın diye umut
Üşümesin diye kundakta mutluluk
Toprak ana açıyor bize kucağını
Kaderimizin dibine indikçe iniyoruz
Gündüz güneşimiz yok
Zifiri gözlerimiz kara taşlara emanet
Kapkara elmaslar boyayan dişimizi
Ağzımızın tadında demli bir kükürt
Yanacak yanacak ciğerimiz
Ekmek belasına eriyip bitecek
Güzel günlerimiz
Bugun ölmekteyiz
Soma’da
Havada ağır bir bulut
Yağmayacak yağmura
Adanmış kederli gözlerimiz
Doluyor hayalerimizin içine
Ağır ağır
Sağır bir sesizlik
Ölmekteyiz
Yanıyor etimiz kemiğimiz
Gülümsüyor duvarlar
Belki ölümün son bakışıdır
Belki boşa giden hayatlarımızın
Yalnızlığa son fırlatılışıdır
Can yaklaştımı gitmeye
Anne sesi çınlıyor kulagında
Küçülüyor küçülüyor
Küçüçük kalıyor
Bu kazmaları sallayan
Yığın yığın duvarları deviren
Şu cansız ellerimiz
Doğdumuzda karanlıktı toprak
Ve yanımızdaydı mayıs yağmurları
Maden ocağı üstümüze kapandı işte
Şimdi ürkek ve telaşsız
Ve yalnız bir güneşe bırakıyoruz
Sevdiğimiz türküleri
Asfalt kaldırımları boyunca
Yürüdüğümüz
Elleri ve gözleri bahar kokan
Güzel kadınları
Annemin vefalı
Acıdan catlamış yüreğine
Karanlığa tutsak ellerimden
Bir yokluk türküsü daha düşürüyorum
Ölmek korkusumu
Bırakıp gitmenin dayanılmaz sancısımı ...
5.0
80% (4)
4.0
20% (1)