0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2610
Okunma

Gözler bakışamayacak kadar uzaksa birbirinden,gönüller konuşur.
Sevgiye dair bir dil bulunur anlaşmak için.
Ya da bir kalp daima vardır aşka kucak açmak için.
Ey dost! bizde ki bu aşk başka, sevgisi gönül de bir kuru toprağa gönderir.
Her şey geç olmadan, kapatmadan gözlerimizi hayatın butun çıplak gerçeklerine,
bir kırlangıcın zarif kanadındaki çırpınışlar gibi duyarlı olmak ve herşey geçmeden farkına varmak, içinde yeşerttiğin sevdaların.
Dedimya her aşığın gönlünde bir sevda vardır.
Bense onmaz bir aşığım doğdugum topraklara.
Günlerden bir gün hikaye bu ya, kırlangıçlardan biri bir adama aşık olmuş.
Ve adamın penceresinin önüne konar,kendiyle dalgın insanı kuş
edasıyla süzer dururmuş. Bir gün dile gelen kırlangıç
"Seni cok seviyorum lütfen pencereyi açıp beni içeri alda birlikte yaşayalım" demiş.
Kendinden bihaber yalnızlıkların içinde boğuşan adam
"şeytan mısın bir Cin mi? kuytular da bir in mi? hayır olmaz"
diye cevap vermiş.
"Üstelik sen bir kuşsun. Nasıl dile gelir de konuşursun"
diye eklemiş. Kırlangıç üzgün bir şekilde gökyüzüne doğru süzülmüş
kaybolmuş. Adam olanlardan şaşkın bir halde "şu işe bak bir kuş dile geldi" diye hayıflanmış.
Ertesi sabah aynı kuş aynı pencereye
konduğunda,adam umursamaz tavrına ek,eline aldığı bir sopayla
kırlangıcı korkutup uzaklaştırmak istemiş. Kırlangıç hiç istifini
bozmadan adama seslenmiş "Lütfen sadece şu pencereyi aç ve beni
içeri al, bilirim sende benim gibi yalnızsın. Hem ben sana arkadaş
olurum.Canında sıkılmaz.Birlikte bir hayatı sürer gideriz. Omuzlarına
konar eğlendirir güldürürüm seni,alırım bütün kederlerini.
Aç şu pencereyi" demiş.
Adam elinde sopa,kaldırıp başını sadece ( YOK ) demiş.
Bir çare kırlangıç o günde üzgün, süzülüp gökyüzüne
kaybolmuş.Ertesi sabah yine pencere de belirdiğinde adamın
penceresine konup o güzel sesiyle en güzel ötüşleri yapmış.
Belki pencereyi açar da beni içeri alır diye.
Gagasıyla dövüp pencerenin camını,adama seslenmiş.
"Artık soğuklarda başladı soğuklarda yapamam
biliyorsun. Al beni içeriye bir ömrü seninle geçireyim" diye yinelemiş teklifini.
Adam kahvaltı yaptığı masadan doğrulup elindeki
çatalı pencereye dogru fırlattığında kuş bir kez daha gökyüzüne
kanat çırpıp kaybolmuş.
Ertesi sabah pencereye konmayan kırlangıcı
merak eden adam, şaşkın ve üzgün, çok pişman olmuş.
Kendi kendine "Kırlangıcım sıcaklar başlayınca yine gelir, bende onu içeri alır
onunla bir ömür mutlu bir hayat sürerim" diye düşünmüş.
Ve açarak penceresini kırlangıcını beklemeye başlamış.
Yazın gelmesiyle kırlangıçlar dönerken onun kırlangıcı dönmemiş.
Adam yazın sonuna kadar penceresini hiç kapatmadan başında beklemiş ama
nafile. Kırlangıç yokmuş. Gelen kırlangıçlardan hiç biri onun penceresine konmamış.
Onun kırlangıcını bir görende olmamış.
Bırgün komşusuna anlatınca durumu, komşusu ona, sonradan pişmanlık duyulan şeylerin
beş para etmez olduğunu ve aklın insana bir sermaye olduğunu ima eden cevabı vermiş.
( Kırlangıçların ömrü altı aydır.)
Ele geçen nice fırsatların uçmaması dileği ile, İnsan tadında kalın.
Selam ve dua ile...
K.KURULTAY