9
Yorum
30
Beğeni
5,0
Puan
1421
Okunma

Gülümseyerek bir bir şiir çiziyorum gökyüzüne
Kalbini açık unutmuşsun okudum
sözcüklere sığmayan bir aşk kadar
koşuyor çocukluğum
büyüdüm ruhunun ayinin de
senin düşlerine mülteciyim her gece
biliyor musun
tüm kavimlere adını verdim
elbisenin altındaki yara kadar somut
iyileşemez ki öpmeden aşkla
kum anlatırken her şeyi
acının iklimine kıyı veren her yürek
sesimi öksüz bir melodiye yükleyen
bir palyaçonun kırmızı göz yaşlarına
dokunsam gülümser misin
uzanıp yatsam bir resmin getirdiği göğsüne
ve şarkılar söylesem her dilden mahrem
dilindeki raşe titrese
düşlerim ne kadar örtebilir ki yokluğunu
masanın üzerinde bir kent
sensiz yanlarıma sızlanıyor
uzaktaki bir trenin sesi
geçiyor en uzun çığlığıyla en derinden
dışıma kaçıyor bütün evren
izahıdır belki varlığımın
ruhu hüzünlü harflerle ve büyük puntolarla
seni seviyorum diye bilmek
Uzun bir bekleyişin ortasında
nefti ayak sesleriyle
belki yağmurla gelirsin diye
bilirim
kuşların elleri kadar hüzün
nice mayıs göçtür sana
Bir bahar daha geçer
mevsim döngüsüdür her kum
her ağaç gölge verir kirpiklerime
okunmayı bekleyen bir kitabın ayraç’ı olurum
suda yansıyan çıplaklığı tutarım her ay batımında
karanlığı ısıtır tanrının hafızası
Sis öznedir, aynalar bozar yağmurun kafiyesini
iki yalnızlığa çıkar bütün kurgular
yorgun bir yontuya dönüşür gözlerim
belki de,
her şey
bendeki sen im dir...
...
5.0
100% (26)