20
Yorum
39
Beğeni
0,0
Puan
2204
Okunma

Günlerden düş ertesiydi…
suskundu mevsimler
Uzun soluklu yolculuğun.
ayaza kesmiş gün ardıydı
karanlıktan kalan....
Heybetinde eriyip
ciğerleri zorlayan
Endişeli bir kalp atışı idi
kilometreler tanımayan....
Bir yalan ertesi
dizlerde kanayan yaralar
’’Çok acıdı anne ’’diye
boşluğa düşen bağırmalar....
Araladım perdelerimi
bir yudum bulut için.
Ağardı sevincim
penceremde.
Sardım zamanı
hayalin orta yerine
Serçenin soluğu değdi
nefesime....
Ezberi bozuk bir çocuğun
avuç içlerinde ağladı kalbim
Daldan dala asılırken ruhum
kaç hayat soludum içimde.
Dokundu masum bir çocuk
izi olmayan resmine anne...
Güller tırmaladı
duvarlarımı
Varlığın düştü
dar sokaklarıma.
Her nefes alışımda
kıvrım kıvrım
uyandı gül yaprakları...
Çektim kokunu doyasıya
yenik düştüm yer çekimine.
Vuslatın sırtı dönük olsa da
Mavi anahtarın
döner hücrelerimde
Hayali dudağın
nazikçe değer tenime.
Yükselir gözlerimde
bu sefer buldum seni
dediğim merdiven.
Titrer dudaklarım
’’Seni seviyorum’’
annem derken....
Düşünden kara(n)lığına düşerken
Yorgun yağmur bulutu gibiyim
sessiz ve gri ağlayan...
Ömrümün son gerçeğini
alma benden
Seni saklasa da cümleler
Perdelense de aramızdaki özlem
Ön sözü ’’Sen’’olan
kafiyesiz bir kaç cümlenin içinden.
Tut titreyen ellerimden sıkıca
uzanayım toprağına
boydan boya annem...!
Ferda Özsoy