0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
969
Okunma
Boş zamanlarımda yere düşüyorum
Kaldırılmaya tenezzül edilmeyen
Yere düşürülmüş beş kuruştan farksızım
Eğilip yorulmalarına değmem
Dilenciyle göz göze gelsek bana acır
Allahtan insanlarla göz teması kurmayı bıraktım
Gözün gözüme çarpmadığından beri...
Yağmurlar da bitti
Toprak sen kokmuyor artık
Tükürüyorum ben de mor orkidelerin üstüne
Sararıyor
Sarı ayrılığın rengidir
Öyle yazıyordu eskiden, on kuruşluk yuvarlak sakızlarda
Benim ederim beş kuruş gittiğinden beri
Ama gelsen o sakızdan çeksem
Yine sarı olan denk gelir
Yine gidersin...
Fallara da inanmıyorum
Adında "r" soyadında "ş" olan biri seni çok sevecek demişti götün biri
Biliyor musun o faldaki ben olmak istiyorum demiştim ben de
İkimiz de inanıyorduk o zaman fala
Sevdim sevdin seviştik
Kökü sev- olan her eylem güzeldi seninle
Sen de güzeldin ama gittin
Fala da sana da inanmıyorum artık…
Dayım da doğru düzgün fal bakmıyor ne zamandır
Geçen parlament aldım ona rağmen beş dakika sürdü
Yaşlandıkça o da duygusallaştı
Hep güzel şeyler görüyor artık fincanda
Dayı kötü bir şey yok mu dedim
At var dedi
Sana kötü dedi yüzüme baka baka
Ben de kötü bir şey yok mu derken seni kastetmiştim gerçi
İki de yolum varmış
Hangisinin sonunda at var diye sordum
At mat yok .mına koyım yak bi sigara dedi.