5
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1356
Okunma
Sevdan bir diken gibi yüreğime batıyor
Aşk renginde ruhumun, taşıyor izlerini
Nice yıllar avare gönlümü taşıdım da
Şimdi hayal köşkümde bir vefasız yatıyor
Ve üstüme dikiyor bir yılan, gözlerini
Uçurdum ak kanatlı kuşlarımı semaya
Yıkıldı sarayları, gönül sultanlarımın
Artık dargın değilim, ne güneşe ne aya!
Sonsuzluk ki benliğim kadar değildir yalnız
Hangi deniz taşımaz yıldızların rengini
Doğduğu gün ağlarmış bahtımız, yeryüzünde
Canlanırmış mürekkep senin resminde ansız
Ay düşünce bulurmuş, göllerde, ahengini.
Birkaç karanfil yeter gülmeyen şu bahtıma
Varsın hayallerine almasın kuşlar beni
Varsın hüzün otursun, gelsin, gönül tahtıma
Oysa intihar kadar ürkütücüdür bahar
Geceler ümidimi yalnızlığıyla deler.
Alevsiz bir yangının odunudur oysa gül
Gözyaşı bu şehirde şimdi ummanlar kadar
Her veda bir ölümün geldiğini müjdeler
Baykuşun gözlerinde bir hiçtir yanan ümran
Izdırabını bilmez kıvılcım, yanan suyun
Birgün hayata küser, delirip aksa da kan
Kah ızdıraba güler, kah neşeye küser baht;
Kainat her mevsimi, çaresiz kabullenir
Uludukça semaya pervasızca çakallar
Bir sultanı ağırlar, en koyu hüzünle taht
Bu hevesle a gülüm, tüm ahrazlar dillenir
Maziyi karaladı kahır dolu bir sancı
Gittiğin gün hicranı daha başka tanıdım
Bu eller benim değil gülüm, bu yüz yabancı
Vurulsam da ruhumun göklerinde kaç kere
Bilirim ki, arzuyla son durağa varılır
Bahar bizden uzağa götürür rüzgarını
Yine durmadan akar, bu ırmak ve bu dere...
Toprak yeniden cana özlem ile sarılır
Fakat unutmaz seni ne yarın ne de bugün
Bir Mecnun’ a bilenir yeniden /hevesle, aşk
Ruh hicreti sayıklar, beden yorgun, can üzgün...
Senden önce yalnızdım, senden sonra hep sürgün.
Herşeyimde öldürdü maviyi avuçlarım;
Ayaklarım nicedir özlemiyor bir şehri
Dikenleri batıyor nicedir, gonca gülün
Nicedir bu hüzünle tutuşuyor saçlarım
Kaç asırdır sürükler beni, hicrânın nehri
Önce gama gülümser, mutluluğa küserdim
Bilmezdim neden kayar her yıldız bir gönüle
Bilseydim rüzgar olur sana doğru eserdim.
Küllenen ateşlerin yüreğinde saklı su,
Dudaklarından ab-ı hayat misali damlar
Sonsuz sabırla bekler yeryüzü yağmurunu
Gece kanatlanırken perilerin uykusu
Ay mehtaba yaklaşır ve buğulanır camlar
Seher vakti içli bir ezan sesiyle uyan
Anla ki, gurbet budur, öz yurdunda ey güzel!
Neden zehir kusuyor, yılan, akrep ve çıyan
Gözlerin yapayalnız; gözlerin ve hayaller
İyi bak, gözlerinde yazan kaderin midir
Masallarda büyüyen devin yalnızlığıdır
Sana neyi anlatır, bu yaşlar ve bu eller
Seni sevdama muhtaç kılan, kederin midir
Bilmedin ey sevgili adını sen, hasretin,
Hangi kapıyı açar yüzünün güzelliği
Hangi sevdaya eştir, söyle bana nefretin
Yine bir katil bilmez çekerken silahını;
Kesilen bir dal için, bin kök salarmış çınar!
Zifiri karanlığa gömülse de kainat,
Müjdeler yeni güne, gecenin sabahını
Yalnız yürekte hicran bitmez; yandıkça yanar!
Zaman gelir yıkılır sultanların kalesi
Hasret kalır bir damla suya bütün çiçekler
Solar gönül dağının, menekşesi, lalesi!
Zaman senin de büker belini elbet bir gün,
Senden önce yalnızdım, senden sonra hep sürgün.
____ Her Günden Bir Güne Mektup