0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1454
Okunma

Şiir.... Şiir... Şiir
Saatimin tik taklarının peşinde dolaşan fikir
Hadi söyle!
Bu murada erebilecek mutsuz bir şair
Yüreğinde okka okka yalnızlık biriktirmiş
Ve silsilesi uzadıkça bu nahoş mısraların
Ruhunda ki büyüyen bir hezimet olmuş şiir
Şiir... Şiir... Şiir...
Yazmamı istediğin benden
Hep sitemli midir?
Doğan Güneş’e bakıp ne söylemeli şimdi?
Biraz daha anlatsam yüzünü gizleyecek
Günü gece koynuna atan şu hain zaman
Biraz daha geçerse beni mevta edecek
Satırlarıma vuran kör yakamoz ışığı
En sonunda bıkıp benden denizi terk edecek
Ben denizi yazmak için beklerken asi aşkı
Aşk benim olsa bile deniz yüz çevirecek
İmgelerime takılan solucanlı bir olta
Balık diye hepsini ağlara düşürecek
Şiir şiir şiir diye her gece demlenen çay
Bir saat tıkırtısından yükselen fokurdama
İçimden boşalırken asırlık eski ayna
Görüntüleri silen ve demlenmeyen çay
Beyaz bir tavşan kanı
Mide bulandırıcı!
Şiir diye övdüğün
Bizi oyalayıcı...
Halımın desenlerine gözünden renk bulaşmış
Almış onu Ay içine
Kutusunda saklamış...
Bir haberci var kapımda beyaz güvercin getirmiş
Dili olmayan birine haberci denilir mi?
Güvercinle gelen nota bir adres biçilir mi?
Şiir... Şiir.. Şiir...
Geceyi böyle bitir
Başıma üşüşüyor gökyüzünden yıldızlar
Aklıma bir mukayyet olabilirsem ala
Bir de eskiden gittiğim sığınağım tenhalar
Şimdi kalkıp gelmişler ve her an başımdalar
Ben uzağa kaçıp giden beceriksiz bir şair
Bana şiir yazdırmaya yeminli eski dostlar
Sizin için o zaman
İki satır hal hatır!
Hepiniz yerinizde lazımsınız birine
Şiirleri çağlayacak aşık başka kalplere
Tenha da bulacağı sessizliğin dizinde
Ne mısralar yeşerir yıldızın gözlerinde
Beni küçük odamda bırakın şimdi böyle
Mum ışığı benimle titreşir gecelerde....
..................................................
5.0
100% (5)