7
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
2305
Okunma
gün renklerini soldururken bir bir
akşamın gri siyahı demi sarar ufku
bildik bir hüznü dolaşır rüzgar sahilde
gecenin esrarlı perdesi iner bulutlarla
hiç değişmeyen bir akışta
biten gün sessizce düşerken
zamanın kum saatine
yaşam yine bildiğini okur kendince
hep barışıktır zaman değişmez yazgılarımızla
üç günlük bir misafirliğin hevesinde
yine de tedirgin ellerini tutsan da
gün geçer gül solar
dökülür yaprakları
uçuşur saçlarında usulca
mazinin aklarını okşayan rüzgarlarla
iklimler değişir ömür masalında
can bedene fazla gelir sonra
sen nice ümitleri tutunsan da
sevmek oysa
nice zamanlarda güzel bir mevsim
hep acıtır içinin oyuklarını
yapraklarda rüzgarların nisan şarkıları
yüreğin aklında döner durur
gidip de göçmen kuşların
geriye dönemeyenlerine takılır
düşünürken ,
kanatlarından düşüverir de kanatırsın düşlerini
ve bir çocuk ağlar içinde
annesinin özleminde yanar kavrulur bulutları
söz dinlemez
ki bitmişliğinde sözlerin
dinmez sağanak yağmurları gözlerinde
hep ağlamak mı
böylesi yeşilken bahar
elbet gülüşleri de olacak çocuk gözlerinde
hayallerin solarsa da renkleri bir gün
anıların tazelenir renkleri yeniden
saçlarını okşarken belki bir rüzgar
farklı bir iklimden bir gün’ün
akşam üstü kaldırımlarında kalmış
yağmurlu olsa da ayak izleri
belki eskimiş bir mutluluğun
ayaz ellerinin bir yanında kalmış bir sıcaklık
belki bir sevgilinin tutmuşluğu ellerinden
bir sevda şarkısı sızarken
can’ ları kırılmış , belki bir pencereden
gülümsersin ...
Mert YİĞİTCAN
25 . 04 . 2014
istanbul
5.0
100% (16)