2
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
3093
Okunma

Sen say ki
Ben hiç sevmedim
Ne uğruma ömür adanacak Yusuf gibi biri çıktı karşıma
Ne de Züleyha gibi ömrümü uğruna adayacak bir sevda geçti başımdan
Say ki
Issızlığın yalnızlığına benziyor yalnızlığım
Lütfen hoş gör bu gevezeliğimi
Dinleyecek birini bulup boşaltamadım içimi
Çok yoruldum
Issızlığın paslı zincirlerini sürüklemekten
Kapıyı bir daha açılmayacak gibi kapattım sokağın yüzüne
Güneş geçmedi üstümden
Kelam etmedi dilim vuslattan başka
Kızıl güller ara verdi bülbülle raksa
Susamazdım daha
Kökünden çatırdıyor beslediğim umutlar
Zaman bitmiyor
Yıllar basmıyor yeni yaşına
Tozlandı hayat
Düşünülerimin tarihi geçti
Kalbime bir şey olursa diye korktum
Ara/ara
Yırttım sadrımı bağırdım! Bağırdım!
Yerin kulağı sağırdı
Saklı sevdam
“Bağırma diyorsun”
İçinden söyle sen?
Dünyanın ucunda olsam da duyarım ben
Ah mümkün olsa da
Bir yolcu gibi tan vakti yola çıksan
Akşam düşmeden cundaya
Cennet tepesine gelsen
Olmaz mı?
Eğer sen "gelirim" dersen
Ne zaman sorsam da söyleme sen
Yüreğin yaslanacağı
Elif gibi dimdik bir dağ gibi sessizce arkamda dur
Ki vâv gibi kalbin eğilsin
Özümdeki özleyiş, gönlümdeki sevda
Te gibi tebessüm etsin
Ki ben sana
Mecbur olayım
Esir gibi
Göğüs kafesinin ardına
Yüreğin tam ortasında
Müebbet almış bir mahkûm gibi yıllanayım
Olmaz mı?
Sustur içimdeki gurultuyu
İste! Ömrümü katayım ömrüne
İste! Sevdanın kölesi olayım
İste! Gururumu yutarım ben
Onu yok say sen
Olmaz mı?
Ne bekliyorsun hâlâ
Kalbin atsın artık
Gönlüne sor? Vicdanına onaylat
Gel an içelim
Sen bana soyadını ver
Ben seni eski usul seveyim
Olmaz mı?
Sonrayı ver bana
İyiyi kötüye, doğruya yanlışa yamarız
Tanrı ne verirse
Kız erkek fark etmez
Adını Tuana koyarız
Kendi sevdamızla kavruluruz
Olmaz mı?
Üçgüldük dünyanın baskısı altında kalmadan
Solyanının iradesiyle
Ve gönlünün arzusuyla bu kızı/l sevdayı istiyor musun?
Gönül mimarım!
Evet esnasında
Mavi güneşin altında
Ürkek bir kelebeğin kalbiydi
Gözbebeklerinde titreyen
Vurmaya hazır ok gibi kirpikleri
Öyle ki yeminliydi geceler
Düşlerini deşmeye
Ya sonra
Sonrası
Maviye bulanmış, duru bir yolculuk
Gün gün, gün gün
Zaman gözlerindeki hayatta kayboldu
Sevda basamakları ne bitti ne eksildi
Ey içimdeki sevda mütercimi
Ey gözleriyle gördüğüm
Ey tez canlı sevda
Şükret tok gözlü gönle
Boyun eğdirmedi bize
Hayatın fakir kesesine
O gün bugündür
Kendi sevdasıyla kavruldu
Söyle dilim
Vuslatın leblerinden dökülürken buse
Ne güzel! Derin bir” ah” ile eskiyi yâd etmek
O gün hayal bile edemezdim
Yıllarca sonra
Kır saçın sana bu kadar yakışacağını
Candanım!
Madem arkamı dayadığımsın
Uzat uzat ellerini
Al tut ellerimi
Tut tut biraz!
Kınamazlar ak saçlı maşuku
A benim kırılganım!
Tavrına kurban olduğum
İki gözüm! Somurtma!
Gönlü gamzeli
Say ki
Gönlüm sevdalanmak için bir Yusuf aramadı
Sevdayı aradı Rabbim bana Yusuf’u yolladı
Dili çözüldü sevdanın
Gökyüzü akislerle çınladı
Döküldü kâinat
Gecenin koynuna yuvarlandı dünya
Doludizgin bronz geceler üstüme geldi
Gözlerim uykusunu feda etti
Bulutlardan duru bir mavilik döküldü
Kızıl sevdanın üstüne
Elimle bastırdım kalbimi
Yerinden çıkmasın diye
Duru bakışlı
Canımın çanı!
Canımın yanık yanı!
Verseler Karun’un servetini
Vermem saçının bir telini
Cancağızım
Kadın sevdası su gibi bulunduğu kalbe uyar ama
Maşuku mecnun etmek
Bir ülkeyi yönetmekten daha zor
KAYIP YALDIZ
Sana bir şey söyleyeyim mi?
Bir bardak doldur ver kız/ıl sevdanın iksirinden
Gönlüme b/ulaşan kız/ıl gül/üm
Sen ve ben
Parayı servetten, kır saçı yaşlılıktan saymazsak olmaz mı?
Bir buselik sevda
Muhteşem bir servet değil midir?
Ne biter ne eksilir
Yedi nesile yeter…