4
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1201
Okunma
Sadece on iki saat için gidiyorum
Yine de belli olmaz, helal et hakkını
Bir meslek değil yapılası
Ama neylersin ki ekmek parası
Çocuklarımı önce Allaha
Sonra sana emanet ediyorum
Benden de esirgeme dualarını…
Soğuk dört duvarın içinde
Biri diğerini dövecek,
Öteki sana küfredecek,
Biri çıkıp cam kıracak
Ve belki de
Bu kez hedef benim suratım olacak.
Bunlar olmasın diye
Elimden geleni yapacağım
Baba şefkatiyle kollarımı açacağım
Belki de o an darbeyi bağrımdan alacağım
Belki bir uyuşturucu kaçakçısı
Belki bir katil
Belki on yaşında bir çocuğun kanına girmiş
Tecavüzcü bir serseri
Belki bir hırsız Hatice gelinin bileziklerini çalan
Ve korkudan düşük yapmasına sebep olan
Suçu her neyse işte
Çocuklarımı sana emanet edip,
Hayatımı onların avucuna bırakacağım…
Ölmeden, yara almadan
Mesaimi bitirebilirsem eğer
Bu kez de topluma hesap vereceğim
Birileri, bir yerlere gelmek için
Merdiven yaparken benim gururumu
İnsafsızca, suçlarken “rüşvetçi” diye
“İşkenceci bunlar” derken o birileri gazete manşetlerinde;
Ben yetmiş kuruşluk ekmeği,
Çocuklarımızın kitaplarını
Son ödeme günü gelmiş kredi kartlarını
Ödenmemiş banka borçlarını hesaplayacağım
Ve biliyorum; yine altından kalkamayacağım…
Yapacak bir şey yok hayat arkadaşım
Ben İnfaz ve Koruma Memuruyum
Gardiyanım yani…
Kimse okumaz benim hikâyemi
Kimse yazmaz
Çünkü pirim yapmaz…
İnsan hakları da bana çalışmaz
Tabi ya; o birileri erecek ya arşa
Merdiveni kim düşünür?
Ayşe teyzenin üç aylık maaşına göz diken,
Hatice gelinin düşük yapmasına sebep olan
İlkokul çağındaki çocukları, gençleri
Uyuşturucu batağına sokan
Yirmi yaşında delikanlıya kurşun sıkan
Anaların ciğerini dağlayan
Sokakta oynayan çocuğa tecavüz eden
İşte bunlar masum, ben suçlu olacağım…
Böyle yazılmış senaryo
Bu oyun böyle oynanacak ki
Pirim yapsın hikâye
Ve o birileri muradına ersin diye…
5.0
100% (7)