1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1549
Okunma
Saat kulesine bakıyorum konak meydanında
Karşıyaka’dan vapur sesleri yükseliyor
Deniz üstü martı çığlıklarıyla yankılanıyor
Bir çocuk elindeki simitle besliyor martıları
Gözlerimi yumuyorum, deryasından sen geçip gidiyorsun
Bir kadının saç kırığı kadar değeri yoktu
Sokakta yatan kimsesizliğimin, sensizliğimin
Sen yokken izmir’in ışıklarını söndürdüm
Göğsümü gere gere sustum karşıyaka’ya
İskeleden çarşıya yürüdüm kalabalıklar arasından
Dilimde akşamdan kalma bir türkü susuyor
İnsanların arasında yalnızlığım pasaklı bir çocuk eli
Bir yanım kör karanlıklarda kalma bir umud
Bir yanım güvertesine kadar batmış bir gemi
Gözlerimi yumuyorum, deryasından sen geçip gidiyorsun
İnsan eli aradım üşüyen bedenimde
Yorgun düşmüş demir yığınıyla dolu üşümelerim
Karşıyaka sahil boyu midye tezgahlarıyla donatılmış
Kaldırımları yosma yığını afişleriyle süslenmiş
Bir vapur geçiyor önümden sirenler içinde
Ambulans sesi polis sireni birbirine karışıyor
Yoldan gelip geçenler selamsız bakışıyor
Hızlı adımlarla ilerliyen bir yağmur damlıyor saçaklardan
Bir sağanak başlıyor ışıkları sönmüş göğsümde
Gözlerimi yumuyorum, deryasından sen geçip gidiyorsun
Eskiden bu şehir karanfil kokardı
Evlerin pencereleri sonuna kadar açılırdı
Göğsümden koparıp attığım karanfilleri saymazsak
Ölüp ölüp dirilttiğim bir şarkı kaldı şimdi dilimde
Yakamoz düşence denize, adını haykırıyor martılar
Soğuk bir kurşun gibi izmir ellerimde susuyordu
Yanağına düşen bir yağmur damlasıyla
Deniz üstünde güneş batmaya hazırlanıyordu
Toplanan tezgahlardan kalan artıklar gibi
Gözlerimi yumuyorum, deryasından sen geçip gidiyorsun
İbrahim DALKILIÇ
18/04/2014
03:30 izmir
5.0
100% (7)