Gözlerimde gezinme varla yok arasında;
Tek sözün anıt oldu gönlümün yarasında…

Hangi bıçak artığı kalır senden geriye;
Hangi kurşun diz çöker bağladıysan seriye…
Bu onulmaz yaraya hangi doktor göz atar;
Bilmezler ki solumun içinde kimler yatar;
Her neşter darbesinde ah çekerken emelim;
Yerle yeksan eylendi yüreğimde, temelim;
Okunsun uzun uzun dokunsun yüreğine;
Selamız kavuştursun seni de dileğine…

Velhasılı zaman dar mevzu geniş bekleme;
Yaktığın sigaraya bir dahayı ekleme;
Unutulmak sevdanın yüzkarası olsa da;
İçmeye yemin ettim kadeh zehir dolsa da;
İnkar etme çoktandır yüzlerinde başka el;
Gözlerimde bir umut ille de el ille de gel;
Bitecek şarkıların nakarat mısrasında;
Yeniden başlayansın bir nota arasında…

Haydi silmek zamanı yanağında yaşları;
Gözlerinden uçarken şu vedanın kuşları;
Dur demeye tahammül kaldı mı sormuyorsun;
Kaç bahar geldi geçti sözünde durmuyorsun;
Böyle miydi ilkbahar böyle miydi yazların;
Dokuz sekiz çalıyor ben ölürken sazların;
Efkarımı bilenler bugece söylesinler;
Bırak sensiz kadehler ah edip inlesinler…

Doğacak güneş varsa beklerim geceleri;
Birkaç satır uğruna ezdirmem heceleri…

Ali ALTINLI – 04/04/2014
Saat: 22:38