2
Yorum
7
Beğeni
0,0
Puan
1714
Okunma

I
Şiirdir elbet, insanı kendiyle buluşturan.
Şairdir, bozgun bir ayrılıkta anıları buruşturan...
Adaletsiz olan hayattır,
kuvvetliyi kuvvetsizle vuruşturan!
II
Sevginin küresel kuraklığında;
hayatın yakasında ellerin,
yaşamın omurgasında yarayı besleyen şiirlerin...
Sen,
başkasına dost, kendine düşman;
sen,
okyanusun kursağında
Mayakovski’nin umutsuz kayığı;
hiçbir yere ait olmadan
herkese fazla, kendine eksik...
Sen, başkasına çoğul, / kendine yalnız
herkese doğru / kendine yanlış. /
Başkalarının rüyalarına yattığın uykularda
trajik bir andır
gitmenin boz bulanık yollarında
sadece bir andır hayatlarımıza ilişen...
Gör ki, bu yaralar az, bu şiirlere
şu genişleyen yüreklerde...
Silgisi yok yaşananın
tarihin kanlı sayfalarında
anlamı yok artık
şiirin şakaklarında gün batımlarının;
işte böyle parçalana parçalana-
uçurum bakışlarında Nilgün Marmara’nın..
III
Zamanın geçmediği yaralarda
içimize kök salan yalnızlığın tohumları...
sürüklendiğimiz hüzün kapanında,
çürüyen bir hayat bizimkisi
yalnızlığın ıssız gövdesinde..
Ama sen, arama kendinden başkasını...
Sen, kendinden başkasını...
Düşün!
kendini intiharla onaranları
ayak basılmamış uzaklıkları
bir cümle düşün, bir şiir yaz
ve içine saklan!
en bıçaklanmış bir yerinde hayatın,
yaralan;
yarana saklan...
yoksa,
yoksa, nereye koyacaksın yüreğini..
Suçlu bir sevişmenin dehşetinde
ürper!
acıyı sahiplen, anlamına kavuş;
şiire sancılan, sevgiye borçlan
kendine yaslan ve geceye saklan...
Günlerin yasaklanmış sevgiler haritasında
namuslu bir yalnızlığa sevdalan.
IV
/ Sevginin çöllerinde bir bedevi hüznüyle
kalbini göm!
kalbini, yanlış yalan aşklara... /
Bilgiyi s/ayıkla, ışığı büyüt karanlıklara...
yangınını körükle,
kendini ertelemiş bıçaksı kavuşmalara
ve nihavent makamı bir elvedanın zonklayan damarlarında
Leyla’yı kıskan, Kerem’i yan,
Mecnun’u çöllere sal...
Ve hiçbir şey sorma;
çünkü her şeyin yanıtı insanın kendisindedir.
Birdal Erdoğmuş -