5
Yorum
18
Beğeni
0,0
Puan
2407
Okunma


Kanadı kırık bir kuşun iniltisini anlamaktı aşk./ Çünkü hep kırık kalacak...
I
Aldım sesimi çıktım hükümlü şarkılardan
rüyalarımı yasak uykulardan...
kuşatmalarda yitirdim kafiyelerimi
sesime çığlıklar taşıdım pervasız tetiklerde
tanıktır sessizliğime konuşmayı unutan sesim...
II
Hoyrat bir bıçak gibi geçiyordum önceki çağların yenik düşlerinden
hep eksilen yerlerinde tenha coğrafyaların
dengemi kaybedip, kendi içime yuvarlandım...
Çocuktum, beslenme çantamda yetişkin hüzünlerim;
yoksulluğun derinleşen uçurumunda, anamın ’nabzı bakışlarında atardı’..
göğsünde saklardı babamın yorgun suretini...
/ Bilmem ki acıların gölgesinde
şarkılara, şiirlere, kitaplara sığar mı yalnızlığımız!/
III
Suları boğdum, bu akşamı da çürüttüm
anısız kederlerde ben mevsimleri unuttum...
cebimdeki son paramla Edip Cansever’i tanımak
ve esaretin kadrajında özgür olmak
suya hapis, suda hür balık gibi..
Yalnızlığımızsa yalnızlıkta özgür olan...
IV
Hiçbir su derin değildir insan kadar...
kurşun geçirmez acılarda, derin ve ıssız koylarda
sessizliği ezberlemiş dudaklarım
her hikayede kendime rastlıyorum.
birileri, birilerinin hayatına gömülerek imha edilirken
kimse hayatını kendinden gizleyerek yaşayamaz...
Anlamak için biraz yanmak, şiirin cehenneminde
ve sevmek zamanın ibresinde, soluk soluğa ve koşulsuzca...
V
Uzun uzun baktım kısa sevgilere
akşamın uçurumuna düşürdüm düşlerimi
yürümeyi büyüttüm ayrılıkların kesiştiği ısrarlı yollara..
Yaralıyor insanı bu şerefsiz hayat
kanıma karışır şiirin zehri şehrin hoyrat gürültüsünde...
yanlış tarif edilmiş bir adresim, hep aynı yerde
aranan bir şüpheliyim, şiirlere yardım ve yataklıktan
ve hayat, buruşturulmuş bir sigara paketi kadar anlamsız!
VI
Polis beni ararken sokaklarda, ben senin derdindeyim
sessizliği büyütüyorum şimdi, susmayı bilmeyen kalabalıklara...
Onca küfür birikmiş ağzımla söylediğim türküler tanıktır yokluğuna
ama ağzımda hep bir küfür gibi kalacak sensizlik!..
/...Sen ki sınırdışı edildiğim
yanlışımdan sökülen doğrum
ve sorularımdan ayrı düşen yanıtım../
VII
Sonra gözyaşlarımı çoğalttım kurak aşklara
yalnızlığa bağdaş kurmuş bir aşkın anısında hatırlanırım...
aşk bu... herkesi aynı silahla vurur!
aşktı kanardı kimi zaman
ve çürür aynı zamanın ivmesinde...
/ Çünkü, bedeninde tümör taşıyabilmek
ve o tümörü büyütebilmektir aşk.../
VI
Herkes aynı karanlıktan çalar ışığını, aynı intiharlara uzanarak
kimse ’silemez varlığını,’ saklansa da hayatın bulanık sularında..
Uçurumlarda tasarlanmış şiirlere dağılır yaralarımız
ihanetin bilançosunda, iğdiş yaşamların uçurum ıssızlığında
tanımlanamayan aşkların esaretinde kaybedilir özgürlükler
ve acıyı
ve insanı
inkar eder katil zaman...
(Birdal ERDOĞMUŞ)