1
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
961
Okunma
O kadar güzel gülümsüyordun ki
Bir çocuğun gözlerinden öper gibi
Bozuk düzene baş kaldırmış bir direnişçinin
Göğsünü siper etmesi gibi
Ben seni sevdikçe
Ne çok gelmedin bana
Firar eden bir mahkumun sığınağı oldu gözlerim
Solan bir yaprağı koynumda sakladım
Kimsesiz bir sokağın başında akan bir çeşme oldum
Sustum, yutkundum, boğazım düğümlendi
Kendi kendime yasaklandım
Vuruldum, öldüm, bittim
Tükendim
İntihar eder gibi sevdim seni
Göğsümün darağacına kan gülleri asarak
Ben seni sevdikçe
Ne çok gelmedin bana
Ağladım
Ağaran bir su gibi
Yüzümün avlusuna gözyaşlarım indi
İçimde biriktirdim seni
Damlaya damlaya biriken bir göl gibi
Maviye çalan gökyüzünde aradım seni
Güneşin doğuşunu söndürdüm
Pencereme yağmurlar yağdı
Hırçın bir poyraz yanaklarıma vurdu
Ben üşürken
Ne kadar çok yok’sun susuyorsun kendine,
Öyle güzel, öyle içten ve öyle mahsun
Ben seni sevdikçe
Ne çok gelmedin bana
Gece rengini döktü usulca
Sessizliğe büründü tüm şehir
Sokağın tavanı karardı
Bir mezar başında kuşlar ağıtlar yaktı
Sustu yıldızlar
Ay karardı
Biliyorum susarak yaşamak zorundayım seni
Üstelik sende yoksun
Ben seni sevdikçe
Ne çok gelmedin bana
İbrahim DALKILIÇ
29/03/2014
02:10
5.0
100% (5)