5
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1792
Okunma

Ne zaman bir rüzgarda umut dalım kırılsa
Ödünç sevinçler takıp mavi düşlere vardım.
Büyüse de uçurum çığlık çığlık yarılsa
Istıraba dem vurup hep hayırlara yordum.
Zaman belki değişti dil çürük yürek yanık
Hançerlenen ömrümde hüzünler bir bir tanık
Kuruldu ya mahkeme hayat savcı ben sanık
Yüreğe mühür basıp kitapsız ferman dürdüm.
Zamanlar tükenirken bir nefeslik molada
Sokaklar ağlıyordu bin bir umut sılada
Çocuklukla gençliğim kazınırken milada
Hüzün girdaplarında hep anılara kardım.
İki dünya arası oldu hüzün deryası
Kanayıp duran ömrüm yalan düşler furyası
Sürgün olan yüreğim tutsa da gamı yası
Bir dostun gülüşüne dünyalarımı serdim.
Kim nereden bilsin ki karlı dağın başını
Gönlümün bahçesinin ufak tefek taşını
Felek denen bir zalim çatarken o kaşını
Göz ucuyla bakarak hep neden diye sordum.
Gülleri damlatırken ay ışığı geceye
Hükümlü sözlerimi serdim bir bir heceye
Şiirim bulanırken damla damla acıya
Göğsüme bastırdığım suskunlukları derdim.
Olur olmaz mı derken gül açtı bak yüzümde
Hayallerin yortusu canlandı hep gözümde
Bir umut iniltisi çağlıyorken gizinde
En karanlık düşlerin beyazlarına erdim.
Yüksel Beyocaktan.
5.0
100% (7)