3
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
1389
Okunma

bu yüzden öğreniyorum.
hiç öpmediğim avuç içlerinden
el yazmalarını yeniden…
(...)
sevdamın izi duruyor mu yüreğinin üzerinde hala
elaya kesmiş bakışlarıma
ihtiyaç duyuyor mudur yüreğinin coğrafyası...
vücudunun kıvrımlarında bıraktığım terimin
ıslağında titretiyor mu bedenin
ve dik dik oluyor mu tüylerin...
ya avuçlarının tarihçesinde
bedeninim kalıntılarına rastlıyor musun...
kabuklarını soyuyor musun
izlemekten zevk aldığım aralıkta güzel anlarımızın...
dellenmelerin, malum günlerin haricinde de devam ediyor mu
ve yürüyor musun uzun uzun...
hiç sebep yokken, nedensiz ağlıyor musun ara sıra...
sana tavsiye ettiğim o sanatçının son çıkan cd sini aldın mı
ve tek parçasında takıldı mı yüreğin benim gibi...
yarış edercesine okuduğumuz
ve altını çizdiğimiz kitapları okuyor musun hala...
düşünüyorum da güzel ve bir o kadar özeldi
yüreğimizin sıcağında eriyip giden dakikalar ki
gitmeyi kafasına ve yüreğine mıh gibi çakmış olan sen
gitmek lazımdı ve sonrasında bitmek dercesine
giderayak kucağıma bıraktığın sensizliğin,
sessizliğinde dem vuruyorum duygularıma şimdi...
neden daha fazla kalamadın
pencere kenarını andıran yaşam aralığında...
eksik mi düş/müştü yüreğimden sana ve sevdana olan ihtiyacım ki
yangından kaçar gibi,
sıtma tutmuş gibi terk ettin bu bedeni...
oysa yürek yangınımda ilk kurtarılacak canken sen
bu çelişki neden...
kimler değdi gözlerine benden sonra bilmek isterdim
yok yok istemezdim
düşünmek bile istemezdim
asla istemezdim/kansızlığım olurdu bilmek ki
her biliş kan kaybı,
can kaybı olur yığılırdı ayak uçlarıma kefensiz, selâsız...
yiğidi kedi yapan yüreğinle
kelimelerin bacaklarına sürtünüyorum şimdi...
sana kalsa gitmek lazımdı bir yerden sonra
ve bitmek ”derdin”..bilirim...
gittin..
kaldım...
bittik.
(...)