duvara bak duvardaki kuyuya
ne engebeli bir seyir ve rüyalarımda gezen elin
kendi kararsızlığı olmalı cevap vermiyor
kapalı havanın kapandığı oda
dışımız soluklaşma ayrıntısı
her fısıltıda damlayan küçük bildiri
badem ağaçları sevgi ve ötesi

bekle bu masal bu duvara yara
kısıp bakışlarını yeşillendir
büyüt çarp
değiştir aç yeniden yarat
oyala benliğin iç rüzgarlarını
ki ayrıntılar öldürücüdür

benimle gel
algısı yap boz parlaklığım benimle
sana değişken bir göğün dışa vurumu demişler
halt ve salt yan yana yürüse ihtilal çıkar
yasam benimdir
ve bana ait bir enstrüman çalıyorsun
ama belirti yok bana ait olduğuna dair

dur sana iplik sıramı göstereyim
birden dokuza kadar her ayrıntıda bir uç var
ama her çıkışta yeni dokuzluk kulvar
birini çek
diğerini ve beni çok uzatmadan ona kadar
ondan sonrası sonsuza kadar uzar

bakarken öpülmek ne karmaşıkmış
akarak dokunursan uzaklaşırsın
içim diyorum içine
param parça bir yerden sesleniyorum

sığınağım kara örtüm pencerem
kurallı bir ağız dalaşı sunmaktansa
inleme edasına boyun bükmüş bir hasta gibi davranıyorum
eğer kapılırsan harflerdeki suya
sığın duvarda ki kuyuya.