Duvarların boyunlarında gerdanlık gibi
Ellerimizle kuruyoruz tuzağımızı
Eteklerimize düşüyor yelkovan
Akrep ısırıyor ayağımızdan
Gözlerini kısıp geçiyorsun içimizden
Seni tutabilmek için hangi denize atalım oltalarımızı?
Seni durdurmak için
Hangi büyük dağı çekelim yollarına?




Çehren de can çekişiyor mutluluklar...




Merdivenlerin üşüyen basamakları
Korkularımla otururken
Sen semada uçuşan şekillerle konuşuyorsun
Saatin içindeki işkence tik taklarından
Anlattıkların yetti rüyalarımıza
Anlıyoruz elimizden alınanları
Şimdi saçlarımdaki kızıllığa sövdürme beni
Beni yükseklerden izleme zaman
Düşünceye durdu tüm akıllar
Elbet bir gün seni durduracaklar...





Olduğu yerde kıvranıyor yaralar içinde acılar....




Hangi kahinin kehaneti ile inanacağız sana
Bir gün vefa yüzünü dönmedin dünyamıza
Saçaklı bir çiçeğin yapraklarında solan
Sen değilsin
Sen olamazsın zaman
Dudaklarımızdan türkülere akıyorsun
Hayal meyal ellerimize dokunuyorsun
Başımızı yasladığımız duvardan
Saçlarımıza yıllar düşürüyorsun





Gülleri yasa boğup karalar giydiriyorsun!




Takvimlerin sonbaharısın sen
Her gün sarı bir yaprak kopuyor dallarından
Ellerine kir bulaşmış adamın pişmanlığında sen kokuyorsun
Kirpiklerini açtığında yaşlanmış bir genç kızın gözyaşlarını akıtıyorsun
Ötelere uzanan karanlık bir köprüsün
Ve asla yürümemiz gerekmeyen!
Ayaklarımızın altına su gibi sızı yorsun
Yollarını bize böyle yürütüyorsun...




Gelinlerin ellerindeki kınadan medet umuyorsun!





İçimize telaşlar düşürüyorsun
Hayallerimizi ipe diziyorsun
Önümüze sınırlar koyup arkamızdan gülüyorsun
Acele ediyoruz işimize şeytanlar karışıyor
Beklemeyi seçtiğimizde sen arkamızda bir manzara oluveriyorsun
Bizi senin eline oyuncak mı yaptılar zaman?
Bir kere olsun başını toslayıp yere düşmüyorsun!
Bir kere olsun takılmıyor ayağın bir taşa!



Rüzgarların uzak bahçelerine sonsuzluğunu mu dikiyorsun?





Kelamıma yakışmıyor senin adın
Şiirimden uzak dur bulaşma zaman
Yarın unutulacak mısralar değil bunlar!
İnan artık kalmadı senin bozulmuş tadın
Ayaklarımdan öpeceksin
Tahtına oturduğum zaman
Senin de zamanın gelecek
Anlayacaksın beni o Zaman...!

...............................