3
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1551
Okunma

Başta Suriye’de olmak üzere Dünyanın çeşitli yerlerinde açlıktan ölen, sefaleti kader edinmiş tüm çocuklara ve acılarını yaşayan ailelerine atfen vicdan rahatlatma adına yazılmış dizeler.
Önce sana yazacağım dizeleri şiirselleştirmek adına
Az biraz kafiye,
Biraz aliterasyon,
Biraz asonans
ve araya az da oksimoron serpiştirip,
Pofpoflanmış egomu uçuracak ”ne büyük şairim” edasıyla,
Fosforlu dizeler eşliğinde ahenkli bir şiir yazabiliyorsam,
Mesuliyet duygusundan sıyrılmak adına,
Birazda vicdan yaparak, sana üzülüyorsam
Görev tamam
Heyhat!
Bunca zaman böyle avunmuşum meğer…
Kuş tüyü yastık, ortopedik yatakta sürdüğüm sefamda mı?
‘Desinlere’ yazılmış iltifata mazhar dizelerin hazında mı saklı?
Yoksa egolarımla cebelleşen kişiliğimin hazımsızlığında mı?
Nerdesin ey insan yanım ?
Aç bebenin sindiremediği lokmasında
Bin kez sıkılmıyorsa imiğim
Gözlerini perdeleyen sırrın ardına saklı cennetini göremem
Közlenmiş ateşler korlanmadıkça yüreğimin orta yerinde
Akıtmadıkça gözyaşlarımı bitap düşünceye değin
Yağmurdan rahmet bekleyemem, filizlenmemiş fideme
Fırat’ın kenarında kayaya sıkışmış keçinin iniltisini
İçimde hissetmedikçe
Kalp diye yumruk büyüklüğünde
Bir et parçası taşırım köhne bedende…
Ey!..
Yedirilen kedi etinden zehirlenmiş,
Kaynatılan otlarla yaşama tutunmaya çalışan,
Çaresiz çocuk!
Ellerin kanamış
Hayret!
Seninde kanın kırmızıymış,
Benim çocuğumun kanı gibi meğer!
Korkuyu, açlığı, acıyı yaşamasın diye
Üzerine titrediğim çocuğumdan öte can tanımamışım
Ne hazin!
Baba değilmişim ,
Gözlerinin önünde açlıktan ölen çocuğun babasını görmezden evvel !!!
ŞÜKRÜ AKTAŞ
5.0
100% (3)