4
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
2425
Okunma

Bir ocak akşamı
çökmüşüm pencere kenarındaki kanepeye
sen” kokulu bir karanlığı günaydınlıyorum
bütün kuşlar tünemiş çatı kenarlarına
ve ben asılmışım sigaramın dumanında hayatın koluna
özlemin “ağır bir roman” yüreğimde
hadi, kaldır mesafeleri aradan
düş gözlerimin mahcup sevdasına
yak !
beni garipliğimin acı sözlerinden
iki yüzlü bir ay ışında döndür beni kendine
cebimdeki bozuk paralar gibi harca ,
boz bulanık rüyalarım gibi dağıt beni
gir rüyalarıma
girmedin nedense…
bak,eskitilmiş gecemde gitti gölgemle birlikte
dilsiz bir ayrılığın kapısındayım
şafağa kurban edilen
karanlığın feryadı ne ki benimkinin yanında
her yanı sensizlik kokan bir ayrılığın adımları
gelip dayandı kapıma
yüreğimde ,fırça yemiş bir sevda
en son kalktığında masadan
serseriydi, sarı sarıydı
yıkımın gözlerini taşıyordu bakışların
patır patır dökülüyordu yıldızlar gökyüzünden
hüzzâm bir geçmişe doğru gıcırtıyla kapandı kapı ardından
üflenen bir ney’in nefesinde eriyordum suskunluğumda
sonra, hüzünlü bir şarkı yürüdü dudaklarıma
ıslıklarımın titrediğini gördüm
eşgâlsiz bir dert yumağı bırakıldı ellerime
sevda tüten gözlere yerleşen ayrılık gibi
yerleşti hüzün sarsa sarsa bütün bedenime
döndüm sırtımı seni ardımda bırakarak
koştum
koştum
hâlâ
koşuyorum
peki sen ?
sen kör müsün ?
yoksa sağır mı ?
kalbimin hıçkırıklarına…
…
yorgunum
uyumak istiyorum
bu durumun beni çok sarstığını biliyorum
ayrılık yaman sevda
Bafra…17:01…..02/şubat/2014
5.0
100% (9)