5
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
1582
Okunma
uzun bir akşamüstü yalnızlığının ardından
bir hayat
bir aşk
bir gönül yorgunluğundan arınacaktım
kumları mavi bir kıyıdan yola çıktım
yemyeşil pirinç tarlalarının ortasındaydım
bir beyaz sayfa
bir beyaz çarşaf
yepyeni bir yarın gibisine uzanmıştım
yaralarımı çamura buladım
hüzünden uzaklaşıyordum adım adım
tütsü yaktım
su dökündüm
dua ettim
kanatlandı hüküm sandığım iççekişler
ellerimdeydi ve ellerimdi bütün çiçekler
sevinci doyasıya avuçladım
tanrıları düşündüm
tekbaşınalığı
yaprakları ve ormanı
duran ve akan suları
ayaklarımı ve yolları
düşündüm
sisler altında dağları
yağmuru ve ıslattığı saçakları
yaralarımı ve taşları düşündüm
kuma yazılanları silen dalgaları gördüm
bir çocuğa güldüm
denize güldüm
yunuslara ve bulutlara güldüm
ben güldükçe sen eskidin ve eksildin
ben yürüdüm gittim
balık kızarttım
salata yaptım
mumları yaktım
ve sana bu kartı yazdım
elveda acılarım