0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
663
Okunma

NE YAPAYIM BEN O DEĞERLİ SOĞUK MADENLERİ
Dalga dalga kum denizlerinin içinde salına salına o kervanlar
kilim desenli püsküllü halılara değer
babetlerim işli en ince nakışlarla ışıldar ucu dikilmiş küçük altın paralarda
elimle komut verirken deve kervanlarının tam önünde
hurmayı çiğnerim ki bir iştahla ışığın parmağı derler buralarda adına
gün batımı Matmata kızıllara boyanınca
sanki sonsuzluğa doğru bir ufuk çizgisi belirir kızgın kumlarda
sessizliği bozarken birden bir bedevi
kavalından kızıla boyalı bulutlara üflediği acıklı şarkılarda
kayalıkların arasından akan şelaleler coşar çölün ortasında
ellerimle ördüğüm o dantelalı baş örtüm başımda
kızlar evlenince altınlara boğulur kolları dolar boynunda
sert kıllı simsiyah bir dolu çadırlar
eski çağlardan o eski buzullar altın sarısı kumlara dönüşmüş kuraklıkta
çölün kumları denizin kumlarıyla sahil kıyılarında harmanlanırken
sessiz sedasız birden sessizliği bozar uzaklardan belirdiğimiz kervanlarla
lacivertlerle donanmış kuzeyinde koskoca bir Akdeniz
bir de bir ses duyarız işte o anda
Kartaca imparatoru o ki denizlerin efendisi
hala hükmeder korkutur sesi
o çöllere kadar ulaştığında
KIZLAR EVLENİRKEN ALTINLARA
BOĞULUR BURALARDA
BENİM İSE UMRUM DEĞİL
İŞLİ TAKILARIN O ŞATAFATINA
NE YAPAYIM BEN
PAHA BİÇİLMEZ DEDİKLERİ
MADENLERİN KESME TAŞLARIN
SOĞUKLUĞUNU
ÖMÜR BOYU BENİ SARACAK EŞİM
O SICAKLIĞI OLMADIKTAN SONRA
TUNUSLU MERZA NIN HİKAYESİ....