Uzak dokunuşların kadrajında özlem
Sözler yapay bakışların sularında ürkek
Kayıklar yüzüyor sarı ırmaklarda
Güneşi avuçluyor bir kadın
Dudağında nostalji şarkılar
Masalların yorganı dizlerimde
Üşüyorum mayınlarla çevrili aşkın çöllerinde

O sarı ırmaklara da yakamoz iner geceleri
Süzülür sevgiler nasırlı yüreklerden
Hayaller soyunur çırılçıplak
Sahra çadırlarda o kadın beni bekler
Şafağı öper çoban yıldızı
Avuçlarıma düşer sıcaklığı aşkın
Kırgın yüreğimi okşar sevinin rüzgârlarıyla

Konuşsa yüreğim eskir ebediyen düşler
Endişenin kalelerine ansızın yağmur yağar
Ölümsüz bakışlarıyla yolumu bekler sevgi/li
Parça kendi tonunda kırılır
Bir adam sırların vazosunu kırar
Sarılır/lar birlikte yorgun düşlere
Paramparça olur sonsuzluk
Öpüşür dudaklar/ı bir kahve fincanında

Sınırları derinliğine devrilen yargıların
O mağrur yağmurlarını kim avuçlayacak!
Hangi büyü sökülür zembereğinden!
İblisin havarilerini kılıçtan geçirsem
Şeytanın avukatları alır ipten
Gölgeni bana ayır yar
Gövdenin koyaklarında sar aşk yaralarımı

Parçala gururumu, binlere bölünsün zaman
Dağlar aynı dağ, hacmi toprak nasılsa
Çocuk sevinçlerim senin unutma
Dilimdeki tebaanın adı masal olsa da
Sevmek iki kişilik düş çadırı ruhumda
Aydınlık sabahlar ayır bana ruhunda

Selahattin YETGİN